Hemen cevap vermek gerekirse, Erdoğan gibi güçlü ve Filistin davasına sahip çıkan bir liderin, Mısır'ın desteğini de kararlı bir şekilde arkasına alması durumunda, Filistin sorunu konusunda kısa sürede dev adımlar atılabilir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Mısır'a yaptığı ziyaret, başta Filistin olmak üzere birçok bölgesel sorunun çözümü noktasında önemli.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın verdiği mesajlar Tel Aviv, Washington ve Atina'da yankı buldu.
Erdoğan, Filistin sorunu ve katliamların durdurulması noktasındaki güçlü söylemini Mısır'daki basın toplantısında da tekrarladı.
İsrail'in Refah'a düzenlediği ve yüzlerce masumun şehit edildiği saldırı sonrası Mısır tepki göstermiş, "vahim sonuçları olacağı" noktasında İsrail'i uyarmıştı. Bu vahim sonuçlar arasında İsrail-Mısır arasındaki barış anlaşmasının askıya alınmasının da olacağı kuşkusuz.
Erdoğan'ın ziyareti Mısır'ın İsrail'e karşı bu açıklamasının hemen ardından gerçekleşti.
Mısır ziyareti ve Sisi'nin Erdoğan'a gösterdiği olağanüstü ilgi her iki tarafın da buzları eritme konusunda kararlılığını gösteriyor. Ticaret hacminin 15 milyar dolara çıkarılması konusunda varılan anlaşma bile ilişkilerin üst düzeye çıkarıldığının ifadesi. Ortadoğu'nun birikmiş sorunları ve Gazze konusunda artık birlikte hareket edilecek.
FİLİSTİN VE DOĞU AKDENİZ
ÇOK ÖNEMLİ
Erdoğan ve Sisi'nin, baş başa görüşmelerinde FilistinGazze sorunu ile Doğu Akdeniz konularında, kameralar karşısında söylediklerinden çok daha fazlasını konuştuklarını tahmin etmek güç olmaz. Özellikle Filistin sorununda, bölgenin en güçlü iki ülkesinin atacağı büyük adımlar var. İki ülkenin ortak hareket etmesi bile İsrail'in uykularını kaçırır. Çözümsüzlük en çok Filistin'e sınır olan Mısır'ı tehdit ettiği gibi kalıcı çözüm, coğrafi açıdan Türkiye'den daha çok Mısır'ı ilgilendirir. Dolayısıyla bu konuda Türkiye'nin Mısır'a vereceği destekten söz etmek yerinde olur.
Türkiye-Mısır arasında eriyen buzlar, Filistin sorununun çözümünü hızlandıracaktır. Biraz zaman gerektiği kuşkusuz. Zaman kaybetmeye tahammülü olmayan tek mesele, İsrail'in kadın-çocuk demeden sürdürdüğü insanlık dışı katliamlarını durdurmaktır.
Bir başka önemli konu, Doğu Akdeniz'de doğalgaz ve hidrokarbon yatakları ile ilgili deniz yetki alanlarının sınırlandırılması. Libya ile yapılan ve uluslararası kurumlar tarafından da onaylanan yetki anlaşması, Türkiye'nin elinde büyük bir koz. Bu koz, Mısır-Yunanistan arasında yapılan anlaşmayı bir anlamda etkisiz kılıyor.
Doğu Akdeniz'de kurulacak sofrada alınacak bir aslan payı varsa, Türkiye ve Mısır bu paylaşımda söz sahibi olmalıdır.
Mısır'la yeni ve güçlü bir başlangıç, F-16 krizinin Türkiye lehine çözülmesi, İsveç'in hizaya gelmesi, İran'la PKK terörü noktasında alınan ortak mücadele kararı, AB'nin Türkiye'ye karşı olan kurumsal direncinin kırılması birer başarıdır. Tüm bunlar ve ABD-Rusya ekseninde sürdürülen denge politikalarının devamı, Türkiye'nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın kararlı ve başarılı dış politikasının ürünüdür.
GAZİANTEP YÜZDE ELLİ DOKUZ
Önceki gün, bir grup gazeteci, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin'in davetlisi olarak Gaziantep'teydik.