1990'lı yıllarda adı en çok yargısız infazlar ve faili meçhul cinayetlerle anılıyordu. Güneydoğu'da işlenen çok sayıda karanlık olayın arkasında onun olduğu iddia ediliyor, istihbarat içi hesaplaşmalarda kullanıldığı, Binbaşı Cem Ersever'i öldürdüğü öne sürülüyordu. Susurluk skandalıyla birlikte adı daha da görünür hale geldi. Hatta Apo'ya yönelik suikast için Suriye'ye kadar gittiği bile yazıldı çizildi.
O dönem birçok isim bir şekilde deşifre oldu; ancak Yeşil bir anda ortadan kayboldu. O günden bu yana hakkında türlü rivayet dolaşsa da hayatta olduğuna dair somut bir kanıt hiç gelmedi. Zamanla da hafızalardan silindi.
Ta ki dünkü Sözcü yazısına kadar...
Saygı Öztürk'ün "Yeşil beni aradı" açıklaması, yıllardır kapanmış görünen bir dosyayı yeniden açtı. Öztürk, kendisini arayan kişinin gerçekten Yeşil olup olmadığından emin değil; fakat geçmişte bu konuda çok sayıda haber yaptığı için, telefondaki kişiye bazı "test soruları" yönelttiğini aktarıyor. Soruların sonucunu paylaşmasa da yazıdan, karşıdaki kişinin Yeşil olduğuna dair güçlü bir kanaat edindiği anlaşılıyor. Aksi halde böyle bir yazıyı kaleme almak için ortada hiçbir sebep olmazdı.
Peki o halde Yeşil neden bugün yeniden ortaya çıktı
Asıl önemli olan soru bu.
Öztürk'ün yazısında belirgin şekilde öne çıkan nokta, "Apo'ya yönelik suikast" iddiası. Yeşil'e atfedilen sözler şöyle özetlenebilir:
"Apo'yu ortadan kaldıracaktık ama devlet içinden ihanet gördük."
Bu cümle, Yeşil'i konuşturan odakların asıl mesajını da ele veriyor:
Kim ihanetle suçlanıyor
İmralı'yı muhatap alarak çözüm sürecini başlatanlar mı

5