DEM Eşbaşkanı Tülay Hatimoğulları. İmralı'da Öcalan'la görüşüp gelen heyet siyasi partileri ziyaret edip havayı yumuşatmaya çalışırken o, "barış gelmezse Türkiye, Gazze olur" diye Türkiye'yi tehdit etmeye çalıştı. Terör örgütü PKK'dan önce DEM'in, onun eşbaşkanının bu tehdit ve "terör" dilini kullanması gerçekten ibretlik bir durum.
Ne var ki bu tehdit dilinin yabancısı değiliz. Irak'ın işgal edildiği kanlı günlerde terör örgütü ve onun siyasi uzantıları "Türkiye Bağdat olur" diyerek tehdit savuruyorlardı. Suriye'nin işgal günlerinde ise "Türkiye, Suriye olur" tehditlerini çokça kullandılar.
Bugün de İsrail'in soykırım yaptığı Gazze'deki kanla, yıkımla Türkiye'yi tehdit ediyorlar. Öncelikle, DEM'in Gazze'yle kuracağı herhangi bir ilişki olsa olsa kendilerinin katliamcı Siyonistlerin uşaklığını yapma boyutuyla anlam bulabilir. Yoksa, soykırıma uğrayan Filistinlilerle hiçbir bağlarının olmadığı somut bir gerçeklik.
Daha vahimi "Türkiye, Bağdat olur" veya "Türkiye, Suriye olur" tehditlerinden günümüze uzanan değişmeyen siyasi bir zihniyetin varlığını hala devam ettiriyor olması. "Türkiye, Gazze olur" sözleriyle gündeme gelen bu tehdit savurma hali, son yirmi yılda terör örgütünde ve onun siyasi uzantısı partide değişimin zerresinin yaşanmadığını gösteriyor. Peki bu kafayla neyin çözümü
DEM eşbaşkanı Tülay Hatimoğulları'nın dünkü grup konuşmasında "sözlerini düzeltir mi acaba" diye beklemenin de boş olduğu görüldü. Silah bırakmanın gündeme geldiği her seferinde Kandil'deki terör baronlarının aynı dili kullanması şaşırtıcı değil. Tülay Hatimoğlulları "Türkiye, Gazze olur" tehdidiyle İmralı'ya karşı Kandil'in sesine tercüman oldu. Kandil silah bırakmamak için her türlü sabotajı, provokasyonu deneyeceğinin işaretini vermiş oldu.