Trump zirvesi dönüm noktası olabilir

ABD Başkanı Trump'ı iktidara taşıyan MAGA hareketinin en etkili kanaat önderlerinden biri olan gazeteci Tucker Carlson'ın, İsrail ve Netanyahu'yu hedef alan açıklamaları Amerikan kamuoyunda büyük ses getiriyor. MAGA'nın önde gelen sağ popülist kanaat önderlerinden Charlie Kirk suikastının arkasında İsrail'in olduğuna dair şüphelerini dile getiren Carlson, bu kez de Netanyahu'nun Trump üzerindeki etkisini gündemleştirerek, Netanyahu'nun birden fazla kişiye "Amerika Birleşik Devletleri'ni ben kontrol ediyorum, Trump'ı ben kontrol ediyorum" dediğini söyledi.

İsrail'in ABD üzerindeki etkisinden duyulan rahatsızlığı sadece MAGA'cılar değil, Küreselcilere yakın medya da eleştirmeye başladı. The Economist'in geçen "İsrail Amerikan kamuoyunu kaybetmekten endişe duymalıdır" başlığıyla çıktı. Netanyahu, her gün ayrı bir ABD kanalında hakkındaki eleştirilere cevap yetiştirmeye çalışıyor. FOX News'te Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Gazze'de olup bitenler için "dört dörtlük soykırım" tanımı yapması ve bu soykırımın başlıca sorumlusunun da Netanyahu olduğunu belirtmesi da önemliydi. Amerikan medyasında İsrail'in ilk kez bu kadar açıktan eleştirilip, önde gelen gazeteci ve kanaat önderlerinin hedefi olduğunu görüyoruz.

Bu tartışmaların can alıcı noktası Başkan Trump'ın İsrail ve Netanyahu yönetimine olan desteğine odaklanıyor olması. Türkiye ve Ortadoğu'yu ilgilendiren kısmı da burası. Trump'ın bugüne kadar açıktan arka çıkıp alttan alta Netanyahu'ya muhalif gibi görünmesi artık sürdürülebilir bir yaklaşım olmaktan çıkıyor. Daha doğrusu, Trump-Netanyahu ilişkisinin artık görünür bir açıklığa kavuşma zamanı geldi. Katar'a yönelik İsrail saldırısıyla ilgili her ne kadar Trump'ın sabrı taşmak üzere değerlendirmeleri öne çıksa da henüz Trump'ta belirgin bir değişiklik göze çarpmıyor. Fakat MAGA'nın önde gelen isimleri Trump'ı zorlamayı sürdürüyor.