Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik başlattığı ikinci dalga askerî harekat ya da işgal, herhalde en çok bizim medyayı şaşırttı. Bir önceki akşam yayınlarda "Rusya Donetsk ve Luhanks'ı aldı iş bitti; çatışma ve savaş olmaz" diyenlerin sabah yayınlarda "savaş yorumcusu" olarak yerlerini almış olmaları tebessüm ettirdi. Oysa Rusya, büyük bir ciddiyetle aylardır Ukrayna'ya yönelik bu harekatı pişiriyordu. Bunu çok da gizlemedi. ABD ve İngiltere ise olacakları önceden görerek Ukrayna'nın askeri hazırlıklar içine girmesini sağlamaya çalıştı. Ne var ki Ukrayna'nın en büyük talihsizliği Devlet Başkanı Zelensky tarafından yönetiliyor olmasıydı. Bağımsız bir dış politika yerine ABD ve İngiltere'ye bel bağlayarak ülkesini büyük bir açmazın içine sürükledi. Sonuçta savaş kapıyı çaldığında ne ABD ne İngiltere Ukrayna'nın yanında durdu. Ukrayna'ya gerilla savaşı sürdürebilmesi için birtakım silahlar verildi. Neticede ABD ve İngiltere'nin amacının da Ukrayna'yı Rusya'ya karşı vekalet savaşı veren bir yapıya dönüştürmek olduğu ortaya çıktı. Zelensky, bu aşamadan sonra ABD ve İngiltere'yi dinleyerek ülkesini Rusya'ya karşı yıpratma sürecinin içine mi çekecek, yoksa Rusya'yla masaya oturarak en azından ülkenin bağımsızlığını korumaya mı çalışacak Bu saatten sonra Zelensky'nin fazla seçeneği, tercih şansı da yok. Zelensky, Batı'nın elinde siyasi bir kukla olmanın trajik sonunu yaşıyor bugün. Rusya'nın yayılmacı heveslerini gizleyecek değiliz şüphesiz; ama ABD ve İngiltere'nin peşine takılarak