Yeni Şafak gazetesinin "Türkiye faize çalışıyor" manşeti son derece yerindeydi. Haklı bir soruna dikkat çekiyordu. Yüksek faiz, enflasyon canavarıyla mücadelede alınan geçici tedbirlerden biriydi. Fakat, geçen sürede yüksek faiz enflasyon canavarının yerini aldı. Yüksek faiz para baronlarını zengin ederken, milletin de belini kırdı.
Son enflasyon verilerinin yüksek gelmesi, MEB'in yıl sonu enflasyon tahminini yukarı yönlü revize etmesi yüksek faize dayalı ekonominin devam edeceğinin işareti oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan müdahale etmezse bu süreç uzayıp gidecek, milletin beli daha da bükülecek.
Yüksek faizden yana olan ekonomi çevreleri mevcut enflasyonu bahane ederek yüksek faize devam için bastırıyor. Bu arada enflasyonu yüksek tutmak için de ellerinden geleni yapıyorlar. Bu çevrelerin kağıt üstünde mantıklı görünen itirazlarının aslında hayatta pek bir karşılığı yok. Önceki MEB Başkanı, bir toplantıda ihracat için verilen ucuz faizli yatırım kredilerinin nasıl üretim dışı alanlara, hatta faize yatırıldığını açıkça itiraf etmişti.
Aslında bu tartışmada gizli olan özne sermaye. Para kime, hangi ellere ulaşacak Millete mi, yoksa her zaman olduğu gibi yine Beyaz Türklere, para baronlarına mı Türkiye'de "iktisat", "ekonomi bilimi" dedikleri şey, Batı'ya bağımlı beyaz sermayenin çıkarlarının formülasyonundan başka bir şey değil.