MHP lideri Devlet Bahçeli'nin Öcalan'a 'umut hakkı' çıkışı DEM'in yanı sıra muhalefet cephesinde de büyük bir bocalamaya sebep oldu. Hazırlıksız yakalandılar. Nitekim, bu konuya hiç çalışmadıkları ortaya çıktı.

Başta kem küm ettiler. "Evet, destekleriz falan" diyerek zaman kazanmaya çalıştılar. Bu arada ne oldu CHP Genel Başkanı Özgür Özel'den tutun, CHP'li ve DEM'li vekillere kadar hepsi koşa koşa Edirne Cezaevi'ne Selahattin Demirtaş'ın ziyaretine gittiler. Son bir senede yapılmayan ziyaretler bir-iki hafta içinde gerçekleşti.

Kimisi Demirtaş'a hamilik yapan akıl hocası sıfatıyla, kimisi ittifak ortağı olarak. Kimisi Bahçeli'nin start verdiği bu yeni sürece karşı nasıl karşılık verileceğini öğrenmeye, kimisi de Demirtaş'a akıl vermeye, öğretmeye gitti. Demirtaş'ı ziyarete gidemeyenler de medya üzerinden "Çözüm süreci Öcalan'la değil, Demirtaş'la olsun" diye telaşla seslerini DEM'e ve Edirne'ye duyurmaya çalıştı.

Sonuçta kafalarını biraz toparlayıp alacakları tutumu belirlediler. Demirtaş'la konuşup kendi aralarında da istişare ettikten sonra "Öcalan'a şerh koymaya" dönük bir tutum geliştirmeye karar verdiler.

DEM örtülü olarak bu rolü sürdürecek. Daha önce yaptıkları gibi işi yokuşa sürmek ve "bunlarla asla olmaz" dedirtmek üzerine bir tutum geliştirecekler. CHP'nin ise tutumu "Demirtaş'a evet, Öcalan'a hayır" minvalinde yürüyecek.

Demirtaş'la da istişare ettikten sonra CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Öcalan'ın çözüm denklemine dahil edilmesine karşı duracaklarını dün şu sözlerle duyurdu: "Bir kişinin geleceği için, sözde bir kişinin umut hakkı için bu memleketin umutlarını tüketenlere karşı bizim hep birlikte milletin sesini yükseltmeye, büyük bir cesaret göstermeye, demokrasiye, kardeşliğe ve Türkiye Cumhuriyeti'ne sahip çıkmaya ihtiyacımız var."

Özgür Özel'in bu açıklaması, Demirtaş'ı eksene alan, Öcalan'ı dışlayan, dolayısıyla yeni bir süreci daha doğmadan engellemeye çalışacaklarını ifade eden bir yaklaşımı yansıtıyor. Mevcut koşullarda CHP, Kandil-DEM desteği ve ittifakıyla kendisine konforlu bir alan yaratmış durumda. Hem DEM'in oylarını alıyor hem Öcalan'a -Kandil'e değil- açıktan karşı çıkarak bu konforlu alanı sürdürmeye çalışıyorlar. Hem DEM'in oylarına talip olup hem Öcalan'ın 'umut hakkı'na karşı çıktığına göre Özgür Özel, Kandil'den başkasına güvenmiyordur. Bütün umudunu DEM'in oylarına bağlayan CHP ve Özgür Özel, Öcalan'ın 'umut hakkı'na karşı çıkıyor. Bundan daha komik ve Kürt cephesi içinse daha trajik bir siyasi pozisyon olamaz herhalde.