CHP'nin eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik tehditleri dile getiren bir yazı yazdım. Sosyal medya hesaplarındaki kalpaklı Atatürk fotolarını çıkarıp yerine İmamoğlu fotolarını koyan FETÖ'cü hesaplardan yoğun saldırı geldi. Arkalarına takabildikleri kadar CHP'liyi de alarak "bakın, yandaşlar Kılıçdaroğlu'nu destekliyor" diye yaygara koparmaya çalıştılar.

Bu tepkilerden anladığım İmamoğlu'nun tutuklanması FETÖ'nün son umudunu da yerle bir etmiş. Bunum öfke ve kızgınlığıyla burunlarından soluyorlar. CHP'nin mahkeme kararıyla ellerinden gidecek olma ihtimali FETÖ'yü adeta çıldırtmış durumda. Bu yüzden Kılıçdaroğlu'nu adeta yok etmek istiyorlar. Kılıçdaroğlu ismi, onların son umutlarının da bitmesi tükenmesi demek.

Yanlış anlaşılmasın; bu, Kılıçdaroğlu'nun FETÖ karşıtı olduğu anlamına gelmiyor. FETÖ, İmamoğlu projesiyle ipi göğüsleyeceğini ve Türkiye'yi tekrar ele geçirebileceğini umut ediyordu. Kılıçdaroğlu ise denenmiş, başarısız bir proje; sonuç alma ihtimali sıfıra yakın gibi duruyor. FETÖ Kılıçdaroğlu'nu da kullandı ama asıl projeleri İmamoğlu oldu.

Özgür Özel'in çıldırmasının ise başka bir boyutu var. Özel, devletin partisini elinden alacağını düşünüyor. Çıldırması bundan. İmamoğlu, Atatürk'ün CHP'sini boğazına kadar yolsuzluğa batırdı; Özgür Özel ise şaibeli kurultayı içine sindirdi. Belki kendisi doğrudan delege satın almadı; fakat, İmamoğlu'nun kurultayı şaibeye bulaştırmasını ellerini ovuşturarak izledi. Kılçıksız şekilde CHP genel başkanlık koltuğuna oturdu. Özel, şimdi sıranın kendisine gelmekte olduğunu görüp "bakın ben deliyim, gelmeyin yakarım valla" diyerek ön almaya çalışıyor. CHP kurultayının olası geçersiz kılınmasının önüne geçmeye çalışıyor aklınca. "Yakar mı yakar, en iyisi biz bu işten vazgeçelim" diyeceğini sanıyor devletin!