MHP lideri Devlet Bahçeli, 22 Ekim'de yaptığı açıklamanın arkasında olduğunudurduğunu tekrar vurgulayarak "İmralı ile DEM grubu arasında yüz yüze temas olmalıdır" dedi.
Devlet Bahçeli, 22 Ekim'de dile getirdiği bu önerinin devlet tarafından da "makul" bulunduğunu işaret eden gelişme bir gün sonra Öcalan'ın aile görüşüne izin verilmesiydi. Öcalan'ın yeğeni ve DEM milletvekili Ömer Öcalan İmralı'ya gitti ve Öcalan'ın mesajını getirdi. Sanki bu yönde devlet tarafından planlı bir yol haritası izlenmeye başlamıştı. Fakat süreç beklenmedik bir şekilde, birdenbire durdu.
Bahçeli'nin teklifi devlet tarafından da karşılık bulmaya başlamışken ne oldu da süreç yarıda kesildi
TUSAŞ saldırısı! Evet, Devlet Bahçeli'nin çağrı yaptığı 22 Ekim'den bir gün sonra, 23 Ekim'de Ömer Öcalan'a İmralı'ya hareket izni çıktı. Aynı gün, 23 Ekim'de Ankara'nın göbeğinde savunma sanayimizin gözbebeği TUSAŞ'a yönelik bir terör saldırısı gerçekleştirildi.
Demek ki, İmralı ile DEM arasında temasa, ilişkiye ve dahası Öcalan'ın "umut hakkından" yararlanıp dışarı çıkmasına karşı olan Kandil'deki terör baronlarından başkası değil. Peki Kandil Öcalan'a açılan dışarı kapılarını neden sıkı sıkıya kapatmak istiyor Sebebi aslında son derece basit; Öcalan'ın yıllar sonra tekrar oyuna dönmesi, örgütü devralması Kandil'deki terör baronlarının bir anda sıfırlanması anlamına geliyor. Ayrıca mesele sadece Kandil ile de sınırlı değil; işin içinde ABD ve İsrail de var. Öcalan'ı 1999'da Türkiye'ye teslim eden ABD ve İsrail, karşılığında terör örgütü PKK'yı almıştı. Onlar için karlı bir alışverişti. Ne var ki bu kez Öcalan'ın dışarı çıkmasına, örgütün siyasi kanadının başına geçmesine ve böylece Kandil üzerinde yeni bir rol kapmasına karşılar. Nitekim oyun değiştiren bu hamleyi ne ABD ve İsrail ne de terör örgütü PKK kabul edebilirdi; işte bu sebeple TUSAŞ saldırısı gerçekleştirildi. Muhalefet cephesi bu oyunda ABD-İsrail ve Kandil'in yanında. Onlar da Öcalan'ın yeni bir rol üstlenmesine karşılar. CHP, Kandil ile ittifak içinde hareket ediyor; Öcalan bu dengeyi bozacak bir oyuncu. Bu yüzden CHP, kamuoyunu geleneksel milliyetçi kodlar üzerinden istismar ederek devletin yaptığı bu hamleyi akim kılmaya çalışıyor. Evet, işin doğrusu Bahçeli'nin teklifini hayata geçirmek oldukça zor görünüyor. İmkansız değil şüphesiz ama yine de zor. Kamuoyu algısını doğru yönetmek son derece önemli. Cumhur ittifakı büyük risk üstlendi. Şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan, gemiyi deniz altında gizlenmiş dev sivri kayalara çarpıp batırmamak için son derece dikkatli bir şekilde yol alıyor.