Muhalefetin ötekisi: Suriyeliler

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kayseri'de başlayan ve çeşitli illere yayılan Suriyeli sığınmacılara yönelik saldırıların arkasında bir 'siyasi mikserin' bulunduğunu açıkladı.

Erdoğan, Berlin dönüşü uçakta gazetecilerin Kayseri olaylarıyla ilgili sorusuna şu yanıtı verdi: "Muhakkak ortada bir mikser var. Yani bu tür olaylarda bir siyasi mikserin olmaması mümkün değil. Bu muhalefet sürekli kışkırtıcılık yapmaya devam ediyor, rahat durmuyor. Hala kalkıyor, mültecilerle uğraşıyor."

Siyasi bir el, dışarıdan bir müdahale, kışkırtma olmadan insanları kolay kolay kanunsuz bir şekilde sokağa dökemezsiniz. Erdoğan'ın dediği gibi ortada muhakkak kışkırtıcı bir merkezin, olaylara yön veren çekirdek bir ekibin bulunması lazım. Yani domino taşlarını dizip, o ilk vuruşu yapan elden bahsediyoruz.

Kayseri'deki olayda da insanları infiale sürükleyecek bir senaryo tezgahlanmış. Ve ardından, kamyon kasalarında, aynı tornadan çıkma gençler taşınarak Suriyelileri hedef alan yakıp yıkma olayları düzenlenmiş. Şehirlerde galeyana gelmeye hazır bir kitle zaten mevcut; muhalefetin sistematik olarak mülteci karşıtlığıyla zehirlediği insanlar, her an linç psikolojisine girebiliyorlar. İşin tehlikeli olan kısmı da zaten burası!

Genelde iktidarların 'ötekisi'nden konuşulur ve eleştirilir fakat Türkiye'de en büyük ötekileştirmeyi muhalefet cephesi geliştirdi. Muhalefetin sistematik propagandasıyla Suriyeliler Türkiye'nin büyük 'ötekisi' olup çıktı. Muhalefet, ülkedeki bütün sorunların sebebini Suriyelilere bağlayarak hem sığınmacıları hedef haline getirdi hem de eline iktidarı sallayabilecek bir kaldıraç geçirmiş oldu. İstediği zaman sığınmacılar üzerinden iktidarı sallayabileceğini keşfetti. Şimdi bu kaldıraçla Kayseri'de olduğu gibi küçük denemeler yapıyor.