'Muasır medeniyet'i Batı'da aramaya devam mı

Atatürk muasır medeniyetler seviyesine ulaşmayı hedef olarak önümüze koyarken olimpiyatlarda karşımıza çıkan Batı'nın bu rezil yüzünü kast etmemişti elbette. Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de destek bulan bu görüntüler aslında küreselcilerin medeniyetsizleştirme projesinin ta kendisi.

"Muasır medeniyetin" peşinden gitmeyi bırakmayalım fakat küreselcilerin önümüze koyduğu tasarımı "medeniyet" sanma hatasına da düşmeyelim.

Küreselcilerin 'medeniyet tasarımı" yeni bir egemenlik modelini içeriyor. Toprağa, tarihsel süreç içinde oluşan kültüre, geleneğe dayalı mevcut egemenlik ve iktidar biçimlerini ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Yani bilinen mevcut uygarlık modelini dönüştürerek tasfiye ediyorlar.

Küresel iktidar için iki büyük engel bulunuyor; milletlerin varlığına dayanan kimlikler ve devlet yapıları ile cinsiyete dayalı insan varlığı. Kimlikleri sıfırlamadan dünyaya küresel bir egemenlik biçimi asla gelmez. Bunun için uygarlığın ana sütunları olan milletleri, devletleri, aile ve cinsiyetleri dönüştürerek sıfırlamaları gerekiyor. Büyük reset tamamlanmadan küresel iktidar yerleşemez bu dünyaya.

Bu açıdan bakıldığında çok kutuplu dünya tartışmaları her zamankinden daha fazla bir anlam taşıyor. Batı sistemi, dünyaya 'tek kutuplu' bir güç dayatması içinde. Rusya ve Çin'i hedef alan saldırıların ve yer yer vekil güçler üzerinden çıkarılan savaşların arkasında bu küresel egemenlik dayatması yatmaktadır.