Cumhurbaşkanı olma zehrini kim bulaştırdıysa bir daha iflah olmadı. O günden beri "cumhurbaşkanlığı" ile yatıp kalkıyor. Gün gelecek "niye bu işe girdim ki" diyerek kendisini acımasızca suçlayacağından eminim.
Evet, tahmin edeceğiniz gibi İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'dan bahsediyorum. Kendisi adaylık krizi geçiriyor adeta. İşi gücü bırakıp CHP'de adaylık süreci başlattı. Sonra çıkıp Anadolu'yu turlamaya başladı. Mitingler yapmaya çalışıyor, aklınca. Oradan da Erdoğan'a laf yetiştirmeye, muhatap alınmaya uğraşıyor.
"Diplomamı bırak, karşıma çık" diyerek de meydan okuyor, kendi kendisine. Ortada ne seçim süreci var ne de seçim tarihi. Şehir şehir dolaşıp "Ben cumhurbaşkanı olacağım" diye bağırıp duruyor. Normal bir ruh hali değil; Mansur Yavaş bile bu durumu tuhaf karşıladığı için "Yahu daha çok var seçimlere, şimdi kendi işimize bakalım" deme gereği duydu.
İmamoğlu'nun kontrolünü iyice kaybettiği görülüyor. Sinirleri iyice bozulmuş. Durup dururken sağa sola meydan okuyor; kendi kendisine sloganlar atıyor "zafer kazanacağım, illa kazanacağım" diye bağırıp çağırıyor.
CHP'nin de dengelerini bozdu. İmamoğlu yüzünden Özgür Özel de tepki yaratan çıkışlar yapmaya başladı. Oysa genel başkanlık koltuğuna oturduktan sonra aklıselim çıkışlarıyla sempati topluyordu. "Evet, ilk kez CHP'nin başına aklı başında biri geldi" deniyordu ki, İmamoğlu'nun arkasını toplayabilmek için o da yersiz çıkışlar yapmaya, tehditler savurmaya başladı.
Bu arada Ali Mahir'i yanına kim yerleştirdiyse dikkat etsin, zira bu isim, Özel'e dayanarak CHP'yi provokasyon zeminine çekmeye çalışıyor. Dikkat ederseniz mezhep kışkırtmasını Ali Mahir başlattı; kontrol edilmezse Özgür Özel'i içinden çıkılması zor çatışmaların içine sokabilir.