MEB neden hedefte

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, görevi geldiği günden beri malum çevrenin sistematik saldırısı altında. Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan sonra en çok MEB Bakanı Yusuf Tekin'e saldırıyorlar. Suçlamaların ardı kesilmiyor; kendisini yıpratmak için her gün ayrı bir yalana başvuruluyor.

Bakan Bey'e şu ana kadar medyada yöneltilen 'haklı' sayılacak, "mantıklı" görülecek tek bir eleştiriye rastlamadım. Elbette ki her kurum için her zaman yapılacak doğru eleştiriler vardır; fakat, burada amaç üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek. Tekin'i hedef alanların derdi de zaten üzüm yemek değil.

Peki Bakan Bey'in kabahati ne Türkiye'deki eğitim sistemini İslamlaştırıyor mu Cemaatleri mi himaye ediyor Ne yapıyor Medyaya bakarsanız dillerindeki tek argümanın "İslam"cılık olduğunu görürsünüz. Türkiye'yi son elli yıldır bu baskıcı, zorba argümanla esir almadılar mı Türkiye gerçekten çok tuhaf bir ülke; Müslüman ülkenin tepesinde "Demokles'in kılıcı" gibi "İslam'ın kılıcını" sallıyorlar. Efendim yoksa sen eğitim sistemini şeriata göre mi düzenliyorsun Yoksa sen İslamcı mısın Yok sen cemaatçi misin Yok sen dinci misin Yok sen İslam'ın gereklerini mi uygulamaya çalışıyorsun Bin yıldır dünyada İslam'ın kılıcı olan bir milleti İslam'la korkutmak büyük bir çarpıklık değil de nedir

Halbuki, bırakın eğitim sisteminin İslamlaşmasını bu coğrafyanın gelenek göreneklerini, tarihi kimliğini dahi tanıtma ve öğretme noktasında son derece geri kalmıştır. Laiklik ve şeriatla ilgili bir sorun veya problem değildir bu. Bu ülkenin eğitim sisteminin laiklik-şeriat ekseninde tartışılması MEB'e yapılabilecek en büyük suikasttır. Ve bu kasıtlı olarak sürekli gündemde tutulmaktadır. Eğitimin kalitesi üzerine tartışma yerine meseleyi kısır bir tartışma alanına hapsetmek Türk Milli Eğitimi'ni bilerek geriye çekme amacı taşımaktadır.

Şunu de eklemek lazım; Türk eğitim sistemi çoğu uzmanın değerlendirmesine göre 1950'lere kadar nispeten iyiydi. Batı, Türk okullarından yetişenlerin -bütün müdahalelere rağmen- fena olmadığını görünce Türk eğitim sistemine müdahale etti. Batılı müfettişlerin gözetiminde müfredatlar oluşturuldu. Ve eğitim süreci her on yılda bir gelen darbelerin, ara müdahalelerin etkisi altında girdi. Mesele Türk okullarının göreceği temel işleviyle ilgili. AK Parti iktidara geldiğinden sonra da eğitim sisteminin iyileştiğini söylersek abartmış oluruz. AK Parti'nin ilk on yılında bakanlık yapanlar MEB'i FETÖ'nün dershane müdürleri gibi yönetti. Sonraki dönemde de iyi bir şeyler yapılmak amacıyla pek çok müdahale yapıldı ama yap boz misali yaptıkça bozuldu, düzelttikçe eğrildi.