Kürt-Yahudi kongresi

Almanya'da 7 Eylül'de gerçekleşen "Kürt-Yahudi" kongresi çok ses getirmese de yaptığı tarihi çağrışımla dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Kongreyi "Yahudi Alman Değerler Girişimi" ve "Almanya Kürt Toplumu" tarafından organize edildi.

"Yahudi Alman Değerler Girişimi" 2014'te kurulan bir sivil toplum örgütü. Kuruluş amacı "Almanya'daki demokratik düzeni güçlendirmek ve Yahudi haklarını savunmak." Derneğin düzenlediği etkinliklere Alman hükümet yetkilileri de katılıyor. "Kürt-Yahudi" kongresini de İçişleri Bakanlığı'ndan yetkililer katılım gösterdi. İsrail ise Berlin Büyükelçiliği'nden bir temsilciyle resmi olarak bu toplantıda boy gösterdi.

Kongrenin düzenleyicilerinden "Almanya Kürt Toplumu" adlı derneğin geçmişi ise daha eskilere uzanıyor. 30 yılı aşkın bir süredir Almanya'da sözde Kürt diasporasının sorunlarıyla ilgilenmeyi merkezine alan bir kuruluş. 1994'te kuruluyor. Alman hükümeti tarafından destek ve kabul gören dernek, Alman medyasında da sık sık yer buluyor. Almanya'da 2 milyona yakın Kürt'ü temsil ettiği belirtiliyor. PKK'nın dışında böyle güçlü bir "Kürt sivil toplum örgütü"nün varlığı aslında son derece şaşırtıcı. Neden mi PKK kendi dışındaki hiç bir Kürt grubuna hayat hakkı tanımaz. Hele en güçlü olduğu Almanya'da buna asla izin vermez. Türkiye'de bile PKK'nın dışında bir örgütü veya grubu yoktur. Demek ki, PKK'nın bize dokunamadığı, karşı çıkamadığı bir örgütten bahsediyoruz Evet, açıkça anlaşılıyor ki "Almanya Kürt Toplumu" adlı sivil toplum kuruluşu İsrail dokunulmazlığına sahip. Arkasında İsrail olmasa PKK'dan bağımsız bir şekilde, hele Almanya'da bu kadar güçlenemez.

Zaten "Almanya Kürt Toplumu" adlı kuruluş da İsrail'e yakınlığını gizlemediği gibi Türkiye düşmanı ve İsrail dostu bir çizgi izliyor. Derneğin, özellikle "Terörsüz Türkiye" sürecinden sonra hareketlendiği göze çarpıyor.

Berlin'de 7 Eylül'de gerçekleşen "Kürt-Yahudi" kongresinin gerçek fikir babasının kim olduğu bilinmiyor. İsrailli yetkililerin kongrenin katılımcısı olduğu göz önüne alındığında Tel Aviv'in ve bilhassa da Türkiye düşmanlığıyla öne çıkan yeni Dışişleri Bakanı Gidom Sa'ar ile MOSSAD'ın kongrenin organizasyonunda önemli bir katkı sunduğunu tahmin etmek zor olmasa gerek.