Kışkırtanlar dışarıda, kuklalar içeride

Kelime-i Tevhid'i görünce (ne olduğunu da bilmediği için) kızgın bir boğaya dönüşen üniversiteli gençliğe sahibiz. İyi bir üniversitede okuyan bir mühendislik öğrencisi, babası-dedesi yaşındaki adamı elinde ne yazdığını anlamadığı ama İslam'la özdeşleştirdiği bir flama-bayrak yüzünden yumruklayabiliyor. Maalesef, bir kurt köpeğini görünce bunu Türklükle eşdeğerleyen fakat Kelime-i Tevhid'i Türklükle bağdaştıramayan azımsanamayacak bir gençlik kesimine sahibiz.

Burada şüphesiz yüzyıllık Kelime-i Tecrid'in büyük payı var. Geçen yüzyılda CHP'nin şekillendirdiği eğitim ve toplum modeli, milletimizin tarihle bağlantısını dinamitlediği gibi köksüz, temelsiz, ucube bir dünya görüşüne sahip gençlik ortaya çıkarmıştır. Kelime-i Tevhid'i görünce bunu bir tehdit olarak algılayan bir nesil söz konusu.

Son 20 yılda Erdoğan liderliğindeki AK Parti yönetiminin çabaları, bu tarihsel tahribatı onarmaya yetmemiştir. Özellikle Milli Eğitim ve Diyanet'in bu konularda yetersiz kaldığı görülmüştür.

Küreselcilerin, Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından İslamiyet'i büyük bir tehdit olarak görmesi, Türk siyasinde de izdüşümlerini bulmuştur.

Son yıllarda, Batı'da gelişen aşırı sağcı Türk ve İslam düşmanı siyasi akımların adi bir kopyası da Türkiye'ye ihraç edilmiştir. İslamiyet'i El Kaide, IŞİD, DEAŞ gibi terör yapılanmalarıyla özdeşleştirerek sosyal- siyasal -kültürel alanlarda ayrıştırıcı bir rol oynamaya başlamışlardır.