Kandil, İsrail'in bir işaretine bakar
İsrail'in Dürzileri gerekçe yaparak Suriye'ye yönelik gerçekleştirdiği saldırı ve işgal provası gösterdi ki, SDG/YPG Tel Aviv'in bir işaretiyle harekete geçebiliyor. PYD Yöneticisi Salih Müslim, daha ilk anda 10 maddelik anlaşma imzaladıkları Şam Yönetimi'ni ve Devlet Başkanı Ahmet el Şara'yı tanımadıklarını ilan etti.
Mazlum Abdi, "Süveyda'daki Dürziler bizden yardım istiyor" diyerek kuzeyden güneye bir koridor oluşturmak amacıyla askeri güçlerini teyakkuza geçirdi.
Bu durum karşısında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise "Aman diyeyim karışıklığı fırsat bilip istenmeyen bir duruma girişmesinler. Aksi takdirde fırsatçılık beraberinde büyük bir riski getirir" diyerek uyarıda bulunma gereği duydu.
Suriye'deki kısa süreli İsrail baskını SDG/YPG'nin ittifaklarını da iyice gözler önüne serdi. İsrail'e yakın olan yapılar SDG'nin başlıca müttefiki. İsrail ile olan ilişkiye de "ittifak" demek gerçekçi olmaz. Abdullah Öcalan'ın da tesbit ettiği gibi YPG, İsrail'in "Haşdi Şabi"si konumunda. MOSSAD hesaplarından paylaşılan YPG'nin propaganda videoları çok önemli. Örgütün İsrail güdümünde olduğu net olarak görülüyor. SDG/YPG İmralı'dan gelen işarete değil, İsrail'den gelen işarete bakar. Öcalan, onların dümen suyuna girdikçe sözü dinlenir, yoksa İsrail'in çıkarlarına aksi bir durumda bin tane bahane bularak İmralı'yı boşa çıkarırlar.
Bu girift ilişkiler yüzünden Türkiye de hep kılı kırk yararak hareket etmek zorunda. Ankara tüm ihtimalleri, olanakları değerlendirerek, Erdoğan adeta iğneyle kuyu kaza kaza "Terörsüz Türkiye" sürecini gerçekleştirmeye çalışıyor. İsrail'in, Türkiye'nin güçlenmesini oturduğu yerden izlemesini beklemek gerçekçi değil.