İsrail ve Ortadoğu'nun geleceği

Han Yunus'tan gelen görüntüler korkunçtu. İsrail, şehri havadan bombalarken henüz yok edemediği Filistinlileri de toplu göçe zorluyordu. Bombardımanın çıkardığı toz ve duman arasında, yüz bine yakın Filistinli yıkıntılar içinde bitkin ve bitap halde şehrin batısına doğru yürüyordu.

Bu görüntüler mevcut dünya düzeninin iflasını ve bittiğini de ilan ediyor aynı zamanda. Bu dünyada hiçbir şey artık eskisi gibi olamaz. Uluslararası düzen, İsrail'in bombardımanı altında kalarak yıkıldı, dağıldı.

Kabul etsek de etmesek de görmeye yanaşsak da yanaşmasak da 3. Dünya Savaşı başladı. Kadın çocuk demeden Filistinlilerin tepesine tonlarca bomba yağdırılmasını bu dünyanın ruhu kabul etmez. Yeni bir dünya düzeninin kurulması kaçınılmazdır. Ne kadar kanlı olup olmayacağını ise Filistin'deki katliamın boyutuna bakarak çıkarabiliriz. Dünya kaçınılmaz, kanlı bir savaşa doğru sürükleniyor maalesef.

Siyonizm, açıkça dünyayı kıyamete zorluyor. Adı "kıyamet" olmasa da büyük bir hesaplaşmanın kapıda olduğu açık. Başka türlü yeni bir düzen ortaya çıkmaz. Dünya yeni bir düzeni ortaya çıkarabilmek için kaçınılmaz bir şekilde savaşa sürükleniyor.

Siyonistlerin "kıyamet savaşı" dedikleri aslında küresel egemenlik stratejisi. Ortadoğu'yu İslam'ın etkisinden tamamen çıkarmak istiyorlar. Düşmanları "Araplar" değil, bütün İslam coğrafyası.

Gazze'de gerçekleştirdikleri korkunç katliamlarla aslında kıyamet savaşını tahrik ediyorlar. Gazze'deki vahşetin, kötülüğün hedefi bölgeyi kışkırtmak, tahrik etmek savaş ateşini büyüterek "kıyamet savaşı"yla Ortadoğu'yu tümden kontrol altına alarak İslam'ın gücünü yok etmek.

İsrail'deki Siyonistler, bir hava yakaladılar ve zamanın geldiğini düşünüyorlar. 7 Ekim'i bir fırsat olarak görüyorlar. ABD'yi peşlerine takarak büyük savaşı başlatabileceklerine inanıyorlar. Bu vahşetin, bu kötülüğün arkasında bu akıl var.