İmralı'nın anahtarı da Erdoğan'da

DEM Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan, partisinin dünkü grup toplantısında Adalet Bakanı'nı eleştirdi ve bir an önce İmralı görüşmesini gerçekleştirmek istediklerini söyledi.

Oysa düne kadar İmralı akıllarında değildi. İhtiyaç duyunca Avrupa üzerinden Kandil'e soruyor, ona göre hareket ediyorlardı. Erdoğan İmralı'nın kapılarının yeniden açılabileceğini işaret edince tekrar heyecana kapıldılar.

Tabii, herhangi bir konuda faydalı bir gelişmeye katkı sunacaklarından değil; ucuz bir popülizm hevesi, gündeme gelme arzusu ve atıp-tutma fırsatı bulacaklarından heyecanlılar. Tarihe katkı sunma gibi erdemlerden son derece uzaklar.

İmralı yolları göründüğünde tekrardan bir kibre, zafer sarhoşluğuna kapıldıklarını da unutmayalım. Ne var ki Suriye'de en büyük müttefikleri olan Esed rejimi çökünce büyük bir şok yaşadılar. CHP gibi DEM de Esed'in ayakta kalmasını destekleyen bir pozisyonda yerini almıştı. Rejimin çökmesi kafalarındaki hesapların yerle bir olmasını getirdi. Erdoğan'ın zayıf durumda olduğu için İmralı yollarını kendilerine açtığını düşündüler; Esed rejimi çökünce sırtlarını dayadıkları PYDYPG'nin kaybetmekle yüz yüze kaldığını anlayınca biraz afallamış olmalılar.

Trump ne güzel tespit etti; "Suriye'nin anahtarı Erdoğan'da" diye. Bu, Suriye'nin kuzeyinin anahtarının da Erdoğan'da olduğu anlamına geliyor. Apo'yla görüş sırasına giren DEM'liler unutmasın, İmralı'nın anahtarı da Erdoğan'da. Öcalan bu gerçeğin çoktan farkında. Sırtını ABD ve İsrail'e dayayan PKKYPG'yi tümden tasfiye olmaktan kurtarmak için şimdi kafa patlatıyordur. Bu açmazdan kurtulmanın yollarını arıyordur; Erdoğan bir fırsat verirse belki barışa katkı sunacak. DEM'liler neyle karşı karşıya olduklarının pek bilincinde de değiller; bunlar Öcalan'la görüşseler ne olur Daha önce bir şey çıktı mı CHP-DEM, PKKYPG... Bunlar ABD ve İsrail'in güdümünden bir adım dışarı çıkamaz. Sanılanın aksine İmralı bile bunu başaramaz!