MHP lideri Devlet Bahçeli'nin çağrısı üzerine "Terörsüz Türkiye" sürecinin başlatılması ve ardından da hızlı bir şekilde Meclis'in İmralı'ya heyet göndermesi -kamuoyunda olmasa da- siyasiler ve medya arasında çözüm ve barış umutlarını artırdı. İmralı'ya kilidi açacak anahtar olarak bakılması, 40 yıldan fazladır süren, dönem dönem artan azalan terörün çözümünde sihirli bir değnek muamelesi yapılması umarım hayal kırıklığıyla sonuçlanmaz.

Zira Abdullah Öcalan, 26 yıldır o adada ve Türkiye'nin denetimi altında. Geçen 26 yılda şüphesiz Öcalan hep hatırlandı, hep akla geldi; İmralı, çözüm niyeti her belirdiğinde kapısı çalınan ilk adres oldu. Peki bugüne kadar neden bir çözüm gelişmedi Neydi zorlukları, neydi aşılamayan engel Ki, Öcalan aşağı yukarı 26 yıldır aynı şeyleri söylüyor. Çözüm önerileri de o günden bu yana değişmiş değil. Önce neler göze alınamıyordu da bugün -o her neyse- göze alınır oldu

Geçen sürede değişen İsrail tehdidi mi Bölgesel gelişmeler ve artan İsrail tehdidi kapıya dayandığı için mi İmralı'nın kapısı yeniden çalındı

İmralı ziyaretinde bir sorun yok. Örgütün kurucusuyla görüşmek elbette önemli. Üstelik bu sefer farklı da olabilir. İmralı, PKK, PYD ve DEM geçmişten ders çıkarmış olabilirler. Bu ihtimali değerlendirmemek tabii ki hata olur. Fakat, bu ihtimal geçmişten yaşanan zorlukların neden kaynaklandığını gözden kaçırmaya yol açmamalı. 26 yıldır neden bir çözüm imkanı yakalanamadı Talep edilenler dün problem arz ediyorduysa bugün etmiyor mu İmralı ve PKK'nın talepleri ülke birliğini daha mı güçlendirecek, iç cephenin bütünleşmesine daha fazla mı katkı sunacak