İmamoğlu'nu savunmaktan fırsat buldukça Bilal Erdoğan'a saldırıyorlar

İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan'ın, FETÖ'nün bir ihanet topluluğu olarak internet ve sosyal medya üzerinden hala toplumun birliğini hedef alan psikolojik harekat ve algı operasyonları yürütebilmesine ilişkin sözleri, bilinçli biçimde çarpıtıldı. Söyledikleri, akıl dışı bir şekilde "babasını övüyor" noktasına çekildi. Oysa bu çarpıtma, Bilal Erdoğan'ın tam da dikkat çekmek istediği gerçeği doğruluyor.

Bilal Erdoğan'ın vurguladığı mesele son derece açık: Ülkesine ihanet etmiş, yurt- dışına kaçmış ve buna rağmen Türkiye'nin gündemini meşgul edebilen; hatta içeride hala karşılık bulabilen bir örgüt varsa, bunun sorgulanması gerekmez mi Üstelik Bilal Erdoğan bu konuda az bile söylüyor. Zira yurtdışında firari olarak yaşayan FETÖ mensupları, Türkiye'de kendilerine yöneltilen eleştiriler nedeniyle dava açıp tazminat kazanabiliyor.

Bilal Erdoğan'ın işaret ettiği temel tezat şudur: Yurtdışına kaçmış FETÖ mensupları, internet ve sosyal medya üzerinden kurdukları büyük bir dezenformasyon makinesiyle hala toplumun ve siyasetin gündemini belirleyebiliyor; zaman zaman bu gündem, doğrudan örgütün yalanları üzerinden şekilleniyor.

Son yirmi yılda FETÖ ve onun medya ile siyasetteki uzantıları, sanki bu ülkeyi sabote eden bir yapı değilmiş gibi hareket ederek Bilal Erdoğan'ı haksız çıkarmaya çalışıyor. Muhalif medya, İmamoğlu'nu savunmaktan fırsat buldukça Bilal Erdoğan'a saldırmayı adeta görev edinmiş durumda. FETÖ'nün yönlendirmesiyle Bilal Erdoğan'ı yıpratmayı bir tür "milli spor" haline getirmişler.

Tam da bu noktada, FETÖ'nün ve içerideki kara propaganda makinesinin arkasına gizlenen İsrail'i görüyoruz. Erdoğan düşmanlığını körükleyen güç, FETÖ'nün arkasına saklanan İsrail'den başkası değildir. En son Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı tehdit eden Fatih Altaylı'nın meşhur yayın koltuğuna İsrailli şirketlerin sponsor olduğu gerçeği ortaya çıkmadı mı Medyada ve siyasetteki Erdoğan düşmanlığı, büyük ölçüde finanse edilen bir olgudur ve bu finansmanın başlıca kaynaklarından biri, FETÖ'nün arkasına gizlenen İsrail'dir.

İsrail, güçlenen Türkiye'ye düşman olan ve bu gücü sabote etmek için yıllardır FETÖ'yü kullanan bir devlettir. Bilal Erdoğan'ın, "Türkiye daha güçlü bir noktada olsaydı İsrail Gazze'de soykırım gerçekleştiremezdi" sözlerine hangi akıl ve argümanla karşı çıkıldığını anlamak zor. Mevcut durumda bile Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası diplomasiyi kullanarak İsrail'i Gazze'de durdurabilmiştir. Türkiye çok daha güçlü bir konumda olsaydı, İsrail ne bu katliamı başlatabilir ne de sürdürebilirdi.