Halep'in sekiz yıl sonra Şam rejiminden geri alınmasının Suriye ve Ortadoğu için şüphesiz önemli sonuçları olacak. Ve bu konu en çok Türkiye'yi ilgilendiriyor. Türkiye, her ne kadar Halep'teki gelişmelere açıktan "taraf" olmadığını açıklasa da bu durum, Ankara'nın olaylara "müdahil" olmadığı anlamına gelmiyor.
Aksine bölgedeki gelişmeler anı anına izleniyor ve gerekli müdahaleler yapılıyor. Halep'in düşmesi üzerine Şam rejiminin geri çekilirken boşalttığı yerlere terör örgütü PKKYPG'nin yerleşme çabaları anında engellendi. Örgütün Tel Rıfat ile Suriye'nin kuzeydoğusu arasında bir koridor oluşturma girişimi Türkiye'nin desteklediği muhalif güçler tarafından önlendi.
ABD'de siyasi belirsizlik ortamında Şam rejimine "şah" diyecek kadar önemli olan "Halep" hamlesinin neler getirip neler götüreceği önümüzdeki günlerde daha çok netleşecek.
Ne var ki, şu an itibarıyla daha çok Halep'i sürpriz bir saldırıyla ele geçiren Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) ve örgütün lideri Ebu Muhammed el Golani merak ediliyor. Golani'nin ABD ve İsrail'e hizmet ettiğini ileri sürenler kadar, onu Suriye muhalefetinin meşru bir parçası olarak görenler de var.
Önce Golani'nin isminden başlayalım. Bu coğrafyada çokça rastladığımız türden bir kod isim aslında "Muhammed Golani" adı. Gerçek ismi Ahmed Hüseyin El Şara. Riyad doğumlu. Suriye'ye daha sonradan gelmiş. Fakat "Golani" ismini İsrail'e karşı Golan tepelerinde savaşmış olan dedesinden aldığını ileri sürüyor. Resmi anlatı böyle.
Golani 2003'te ABD işgaliyle birlikte Irak'a geçmiş. Burada Irak El Kaide'sine katılmış. 2005'te ABD tarafından yakalanarak Ebu Gureyb, Bucca ve muhtelif cezaevlerinde 5 yıl tutulmuş. IŞİD lideri Ebubekir El Bağdadi gibi Muhammed Golani de ABD tarafından serbest bırakılmış ve sonra, 2011'de Suriye'ye geçmiş. Burada Nusra Cephesi adlı örgütü kurmuş. Nusra Cephesi, Körfez sermayesinin desteğiyle diğer muhalif grupların arasından hızla sıyrılarak büyüyüp güçlenmiş.
Muhammed Golani, tabii olduğu IŞİD ile bağını 2013 yılında koparma yoluna gitti. Örgüt ismini "Fetih El Şam Cephesi" olarak değiştirdi ve sonra örgüt bugünkü adını aldı. Kendisi gibi örgütünün de sürekli isim değiştirmesi dikkat çekici. Bu isim değiştirme çabalarının ABD'yle ilişki kurma arayışının bir sonucu olduğu değerlendirilebilir.
Golani'nin ABD'ye sesini duyurmak için özel bir çaba gösterdiği anlaşılıyor. 2021'de ABD medyasına verdiği bir röportajlarda "terör örgütü" olmadıklarını vurgulayan Golani, IŞİD ve EL Kaide bağlantılarını da uzun zaman önce terk ettiğini vurgulamış. ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin Suriye'de IŞİD'i bitirmeye dönük operasyonlarına Heyet Tahrir eş-Şam'ı dahil etmemesi de dikkat çekici olarak görülebilir. ABD'nin eski Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey'nin Golani'nin liderliğini yaptığı HTŞ'nin, ABD'nin İdlib'deki stratejisi için "değerli bir araç" olduğunu söylemesi de önemli bir ayrıntı.