Hakan Fidan'dan 'İmralı' analizi

Yeni çözüm sürecinin zorluklarını anlayabilmek için, önceki benzer girişimlerin yürütüldüğü döneme dönmek ve o sürecin doğrudan aktörlerine kulak vermek faydalı olabilir.

2009-2015 yılları arasında çözüm sürecini doğrudan yürüten dönemin MİT Başkanı Hakan Fidan'ın bu konudaki tanıklığı, değerlendirmeleri ve analizleri bu açıdan büyük önem taşıyor. Doha'da düzenlenen bir foruma katılan Hakan Fidan, burada medyaya verdiği röportajda 2015'te bozulan çözüm sürecinin nedenlerini, bugüne de ışık tutacak biçimde anlatıyor. Fidan, önceki çözüm sürecinde Abdullah Öcalan ile mutabakata varmalarına rağmen PKK'nın bu mutabakattan ayrılarak süreci bozduğunu özellikle vurguluyor.

Fidan'ın sözleri şöyle:

"2009-2015 yılları arasında MİT Başkanlığı görevini yürütürken PKK lider kadrosuyla angajmanlarım oldu, görüşmeler yaptım. Belirli bir noktaya varmaya çalıştık. Esasında ortak bir anlayışa ulaşmaya çok yaklaştık. Hatta ulaştık da. Fakat PKK bu ortak anlayışı terk etti ve mutabık kalınan anlaşmadan yüz çevirdi."

Hakan Fidan, PKK'nın çözüm sürecini bozmasının temel sebebinin ise "Suriye" olduğunu ifade ediyor. Suriye'de oluşan "bağımsız devlet" hayalinin, geçen çözüm sürecinin sabote edilmesinde başlıca saiklerden biri olduğuna işaret ediyor.

Tüm bunların geçmişte kaldığını belirten Fidan, yeni sürece ilişkin olarak ise Abdullah Öcalan'ın Suriye'de bir rol oynayabileceğini ve bunun Türkiye açısından önem taşıdığını vurguluyor. Ancak şu uyarıyı da eklemeyi ihmal etmiyor:

"Geçmiş geçmişte kaldı her halükarda. Ama tarih tekerrürden ibarettir. İmralı'nın özellikle Suriye'de bir rol oynayabileceğini düşünüyorum. Ancak bu rolü oynamak ister mi, yoksa bunu bir kaldıraç olarak mı kullanmak ister, bilmiyoruz."

Bugünkü çözüm sürecinin odağında ise daha çok Suriye ve SDG'nin nasıl bir pozisyon alacağı meselesi bulunuyor. Fidan, SDG'nin somut adımlar yerine daha çok sembolik hamleler yaptığını belirterek şu uyarıyı yapıyor:

"SDG, sadece prosedürel ve sembolik bir sürecin peşinde. Dünyanın geri kalanına entegrasyon sürecine katıldıkları izlenimini vermeyi amaçlıyorlar. Gerçekçi ve somut adımlar atılmadığı sürece bunun inandırıcı olmayacağı açık."

Hakan Fidan'ın bu değerlendirmeleri, bugünü anlamak açısından da oldukça öğretici.

2009-2015 arasında yürütülen çözüm sürecinde, devlet ile Öcalan arasında bir mutabakat sağlanmış olmasına rağmen, sürecin PKK tarafından bozulduğu anlaşılıyor. Devletin o güne ilişkin analizi bu yönde. PKK, Suriye'de kendisine vaat edildiğini düşündüğü "bağımsız devlet" hayali uğruna masayı devirmişti.