Fener "Kurtlar vadisi"ne dönmüş

Fenerbahçe başkanlığı için iki aday tartışıyor. Biri FETÖ kumpasına karşı kulübünü koruyan Aziz Yıldırım, diğer isim de Türkiye'nin en zengin ailelerinden Ali Koç. Canlı yayına çıkıp kozlarını paylaşan adaylar çok az futbol, daha çok da 'derin' imalarla futbol dışı konularda konuşarak birbirlerini yıpratmaya çalıştılar.

Sosyal medyada da ikili arasındaki en çok şu diyalog gündem oldu:

"Ali Koç: Baronları anlatır mısınız

Aziz Yıldırım: FETÖ'cü baronlar.

Ali Koç: Anlatın bilelim.

Aziz Yıldırım: Konuşamam.

Ali Koç: Hayır, buyurun konuşun.

Aziz Yıldırım: Konuşamam. Altında kalırım. Sen Koç'sun ya, sen kendini kurtarırsın, ben kurtaramam."

İzleyiciler, taraftarlar ilk kez herhalde iki başkanı dinlerken kendilerini "Kurtlar Vadisi"nin içinde buldu. Üstü örtük laflar, derin imalar, gizli göndermeler falan, herkes çok şaşırdı. Oysa altı üstü iki kişinin başkanlık için koltuk yarışı! Şahsi, kişisel bir çekişme; birbirini 'derin' yerinden vurma çabası...

Taraftarın, kamuoyunun bilmesini istedikleri bir şeyi pek de ifşa etmiş olmadılar. Çok şahsi dövüştüler.

Türk futbolunun en köklü kulüplerinden Fenerbahçe'nin yıllarca başkanlığını yapan iki ismin arasındaki kavganın şahsi olduğundan şüphe yok.

Bu gerçek, başkanların bahsettiği gibi spora müdahil olmaya çalışan "baronların" varlığını dışlamıyor elbette. Ancak, iki adayın baronları çok fazla dert etmediği de anlaşılıyor. Bir yanda Fenerbahçe'yle özdeşleşen bir isim Aziz Yıldırım, diğer yanda kulübün vitrininde yer alarak gizli işsizlikten kurtulan zengin, güçlü bir ailenin çocuğu Ali Koç.

Seçim öncesi canlı yayında kozları paylaşmanın kime ne faydası oldu, bilemiyorum. Aziz Yıldırım belki de giderayak Fenerbahçelilere "bu adamı iyi tanıyın" diyerek başkanlarının arka planını işaret etmek istedi. Ali Koç ise Aziz Yıldırım'ı canlı yayında küçük düşürmenin şehvetine kapılarak kendisini tatmin etmeye çalıştı. Ülke gündemini bu kadar meşgul etmeselerdi, daha hayırlı bir iş yapmış olurlardı.