Muhalif medyada bir süredir Erdoğan'ın çözüm sürecini "yeterli kararlılıkta" desteklemediği ve MHP lideri Devlet Bahçeli'nin de bundan rahatsız olduğuna ilişkin yorum ve değerlendirmeler yer alıyor.

Bu değerlendirmelerin bir kısmı dışarıdan izlenimlere dayanıyor, bir kısmı da bu sürecin başlamasına önayak olan MHP ile iktidar partisi arasını açmaya dönük yapılan zorlama yorumlar şeklinde ele alınabilir.

İlk olarak "dışarıdan izlenimlere" dayalı olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sürece yaklaşımını "mesafeli" bulan görüşlere değinelim. Erdoğan sürece karşı mesafeli değil, aksine en üst düzeyde "devlet projesi" olarak MHP'nin önerisine sahip çıktığını kamuoyu önünde defalarca ilan etti.

Erdoğan sürece karşı mesafeli değil, sadece dikkatli. İmralı ve PKK ile başlatılan görüşmeler, yapılan çözüm süreçleri ilk değil. Sütten ağzı yanan Erdoğan'ı yoğurdu üfleyerek yemeye çalışması gayet normal. Kaldı ki, bu süreç pazarlıklara dayalı yürümüyor. Karşılıklı iyi niyet adımlarıyla yol alınmaya çalışılıyor. Meclis'te örgütün feshi, silahların bırakılması ve eve dönüşlerle ilgili komisyonun çalışmaları yürüyor. Komisyon, birkaç aya kalmadan ihtiyaç duyulan yasal düzenlemeleri şekillendirmiş olacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin başı olarak silahlarını bırakma ve eve dönüş niyetini ortaya koyan örgüte karşı iyi niyetli bir şekilde, kamuoyu önünde çözüm iradesini ortaya koydu. Meclis'te komisyon kurdurdu ve komisyon çalışmalarını sürdürüyor. Komisyondan da son derece makul ve olgun yasa önerileri gündeme gelecek, Meclis Genel Kurulu da gerekli kararları alacak.

Süreç zaten bu temelde başladı. Kamuoyu önünde, gizli pazarlıklara konu edilmeden, şeffaf bir şekilde yürüyecek. İmralı, DEM ve Kandil, oyunun böyle kurulduğunu, sürecin bu temelde ilerleyeceğini bilmiyor mu Elbette biliyorlar ama işlerine pek gelmiyor. Bu nedenle şimdiden çözümü engelleyen tarafın Erdoğan olduğu izlenimini oluşturmak için çabalıyorlar.