Münferit bir hadise değil; otobüslerde, metrolarda, otel ve lokantalarda, hatta oturdukları sitelerde dindarlar her gün İslam karşıtı sosyal şiddete maruz kalıyorlar. Birçok şehirde uğradıkları baskı ve şiddetle sindirilmeye çalışılıyorlar. Başörtülü oldukları için rahat olmadıklarını, istedikleri yere gidip gelemediklerini, bazı mahallerde gergin olduklarını itiraf eden az olsa da herkes biliyor. Her gün birileri tarafından "defolun bu ülkeden" tepkisiyle karşı karşıya kalmaktalar.

Peygamber efendimize yönelik son saldırı -siyasal iktidar başta olmak üzere- belki muhafazakar kesimin uyanmasına yardımcı olur. Dindarlar, Türkiye'ye sığınan Suriyelilere döndü. Nerede, ne zaman, kim tarafından aşağılanmaya uğrayacaklarının tedirginliği içinde yaşıyorlar. Bu yüzden de gidecekleri yerleri özenle seçip, mümkün oldukça görünmez olmaya çabalıyorlar. Bazıları da beyazlara benzemeye çalışan zenciler gibi baskıdan kurtulma yolları bulmaya çabalıyor.

Siyasi ve ideolojik olarak yükledikleri solcu militan seküler bir kesimi dindarları sindirmek için kullanıyorlar. Bu sosyal şiddeti genele yaymak için de her geçen gün yeni saldırgan davranışlar geliştiriyorlar. Medyayı, siyaseti, parayı bunun için harekete geçirmiş durumdalar.