Unutmayın; bizdeki deprem hocaları yüzyılın depremini ıskaladılar. İstanbul depremi üzerinden şov yapma, öne çıkma, siyasi rol kapma hevesleri yüzünden Maraş depremini gölgelediler. Maraş depremi olana kadar tek bir hoca, bir kere, o da laf arasında olası tehlikeyi işaret etti. İstanbul depremini milyon kere anarken Maraş depremini bir kere anca andılar.
Medyanın hatası İstanbul depremi sonrası yine aynı hocalara tekrar şov yapma fırsatı tanıması. Muhalefet için deprem tehlikesi ya da olası bir İstanbul depremi sadece siyasi bir rant meselesi. İstanbul'un hiçbir yeri yok kaygılarında. Bunu Maraş depreminde kanıtladılar. Adları "deprem turisti"ne boşuna çıkmadı. Maraş, Hatay dahil sekiz ili etkileyen depremde canlarını yitirenlerle ilgilenmediler; depremi, yaklaşan seçimler için istismar etmeye çalıştılar. Binlerce yalan haberle ülkeyi zehirlediler. Sonuçta muhalefetin siyasi olarak önde olduğu şehirlerde dahi iktidar partisi önde çıktı. Samimiyetten uzak hallerine seçmen itibar etmedi.
Deprem hocalarının durumu da muhalefetten hiç farklı değil. Bir iki uzman hocayı ayrı tutarsak diğer Hocaların hepsi muhalefetin istismar değirmenine su taşımak için bilimin namusuna ihanet ettiler. Yüzyılın depremini ıskalayan hocaların şapkalarını önlerine koyup özeleştiri yapmaları gerekiyordu; İstanbul İstanbul diye yaygara yaparken yaklaşan Maraş depremini nasıl ıskaladıklarını anlamaları ve kamuoyu önüne özeleştiri yaptıktan sonra çıkmaları gerekiyordu. Muhalefet gibi deprem uzmanları da utanmaz olduklarından hiçbir şey yokmuşçasına yine kameralar önüne geçip rol kapma, şov yapma telaşında. Şener Üşümezsoy Hoca'yı bu güruhtan ayrı tutuyorum; zira İstanbul korosuna baştan beri mesafeli durup bilimin namusuna ihanet etmedi. İstanbul depreminden çıkarılacak ilk sonuç siyasi şovmenlere değil doğru deprem uzmanlarını seçip bulmak ve onlara kulak vermek olmalı.