Muhalefet ve FETÖ'nün yakın zamana kadar umudu Ekrem Imamoğlu'ydu. Birlikte iktidar hesapları yapıyorlardı. Türkiye'yi dikensiz gül bahçesi sanmaları büyük hataydı. Ekrem İmamoğlu'nun kurduğu ekosistem patlayınca kaçınılmaz bir şekilde büyük şok yaşadılar.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, önce sokağı yokladı. Akıllarının bir kenarında hep Gezi kalkışması vardı. Çok geçmeden köprünün altından çok sular geçtiğini anladılar. "Sokakla sonuç alamazsak bile en azından ekonomiyi sarsarız" diye umdular. Borsayı kışkırttılar, ekonomik kaos çıkarmak için psikolojik harekat yaptılar; bazı markaları ve televizyon kanallarını boykota giriştiler. Doğrusunu isterseniz pek bir yol alamadılar.
Özgür Özel, yaşadığı hayal kırıklığının etkisiyle Batı başkentlerinin kapısını çalmaya başladı. Türkiye'deki seçilmiş hükümeti devirmek için destek dilendi. Özel, "Bizi yalnız bıraktınız" diye çok dert yandı.
Muhalefetin en büyük handikapı ülkedeki siyasi istikrar. Siyasi istikrar bozulmadan kendilerine açık alanlar bulma ihtimali yok. Bu yüzden olsa gerek AK Parti ve MHP arasındaki "Cumhur ittifakı" üzerine çalışmaya başladılar. Cumhur ittifakı bozulursa sarsılacak siyasi istikrardan, doğacak kaostan yeni fırsatlar yakalayabileceklerini düşünüyorlar.
Bu aralar bütün dikkatlerini ve enerjilerini Cumhur ittifakı'na yönelttiler. Açıklar arıyor, ayrılık rüzgarları estirmeye uğraşıyorlar. Bürokratik atamaları gizli bir savaş gibi sunuyor, Kıbrıs, çözüm süreci vb. konulardaki ayrı görüşleri ise Cumhur ittifakında çadırdama olarak yorumluyorlar.

6