Özgür Özel, CHP Genel Başkanlığı koltuğuna oturmadan önce kendi genel başkanı aleyhinde şu eleştiriyi yapmıştı: "En kolay alkışın 'Atatürk' denilerek alındığı bir siyasi partinin siyaset üretme pratiğinde sorun var. Sıkışınca milli mücadeleden, Atatürk'ten bahsedip, alkış alarak ilerlenemez."
Özgür Özel son derece haklı. CHP Genel Başkanları, toplumsal sorunlara çözüm üretecek bir siyaset pratiği geliştirme yerine hep "Atatürk" kolaycılığına sapmayı tercih ettiler. Nitekim parti içi iktidari korumanın en pratik yolu buydu. CHP genel başkanları, "Atatürk" ajitasyonuyla sadece ve sadece kendi koltuklarını korumak istediler.
Parti tabanını konsolide etmek, dolayısıyla kendi koltuklarını koruyabilmek için toplumun bir kesimini "Atatürk" karşıtı, hatta "Atatürk" düşmanı olarak lanse edip ülkeyi kutuplaştırmaktan çekinmediler.
Atatürk'ün kurtarıcı özelliğini kendi koltuklarını kurtarmak için araçsallaştırdılar. Özgür Özel ve CHP yöneticilerinin dünkü "Halk koşusu" sırasında göğüslerine taktıkları ve Atatürk'e gönderme yaptıkları "1923" ve "1919" numaralarını görünce düşündüklerim bunlardı. Özgür Özel, grup başkanvekiliyken yaptığı "sıkışınca Atatürk'ten, milli mücadelen bahsediyoruz" özeleştirsini çoktan unutmuş ve Atatürk ile ilgili ne kadar numara varsa bugün göğsüne takmış halde genel başkanlık yapıyor.
CHP'de genel başkan olarak kalmak ve koltuğu koruyabilmek için illa deli gömleği giymek mi gerekiyor Bunun şart olduğunu düşünmüyorum; bu, bir tür koltuğunu koruma modeli. Bütün Atatürk numaralarını göğsünüze taksanız belki koltuğunuzu korursunuz fakat bu ülke için hayırlı tek bir işe imza atamazsınız. Amaç koltuğu korumak olunca ülkeye hizmet etmek ikinci planda kalır.