Ayarlarınızla oynamayın, aklınızı karıştırıyorlar!

ABD Başkanı Trump'ın İran'a doğrudan saldırması; İran'ın nükleer tesislerini bombalaması dünyada olup bitene dair oluşan bir takım kafa karışıklığının da giderilmesine neden oldu.

Saldırıların hedefindeki İran'ın Trump'la masada diplomasi tuzağına çekilmesini işte bu kafa karışıklığı sağladı. Trump, ABD'nin İsrail'den farklı bir tutuma sahip olduğu ve sorunları İran'la müzakere yoluyla, diplomatik yöntemlerle masada çözme izlenimi uyandırarak Tahran'ın gafil avlanmasını sağladı. Bu diplomasi tuzağını neden kurgulamak zorunda kaldıkları sorusu ise ABD'deki savaş karşıtı, İsrail'e tepkili toplum ve seçmen kesimlerini yanıltmayı sürdürmekle ilgili. Trump'ın açıklamalarına ve kişiliğine damga vuran tutarsızlığın altında ABD'deki Siyonist güçler ve İsrail lobisiyle alttan alta kurduğu işte bu kirli ilişki yatıyor.

Bu kirli işbirliğinin Gazze, Lübnan ve Suriye'de sergilendiğini, son olarak İran'a yönelik gerçekleştirilen Amerikan saldırısıyla iyice açığa çıktığını görüyoruz. Trump'ın iktidara geldiği günden beri Türkiye'ye karşı geliştirdiği "olumlu" söylemin de tuzaklar içerdiğini akıldan çıkarmamak gerekiyor. Şartlar oluştuğunda Trump, İran'a karşı İsrail'le geliştirdiği ilişki ve dayanışmanın aynısını Türkiye'ye karşı sergilemekten geri durmayacaktır. Bundan sonra Ankara için en önemli faaliyet ya da hazırlık, Trump-Netanyahu ile ABD-İsrail ilişkisinin doğru analizini yapmaktan geçiyor.