Adım adım "Terörsüz Türkiye"ye...

Terörsüz Türkiye sürecinde şu ana kadar atılan adımlardan en elle tutulur olanı ve dolayısıyla en önemli olanı PKK'nın, Türkiye sınırları içindeki silahlı unsurlarını sınır dışına çıkarması oldu.

Örgütün feshiyle ilgili alınan karara hemen her cepheden her fazla önem atfedilmiş olsa bile o karar, nihayetinde kağıt üstünde bir karardı ve somut bir adım sayılmazdı. Türkiye'ye dönük tehdit orada öylece korunuyordu.

Temmuz ayındaki silahları yakma adımı da Kandil'in medya şovundan öteye geçemedi. Zira Kandil'deki silahlı yapı yerinde olduğu gibi duruyordu.

PKK tarafından şu ana kadar atılan en somut adım silahlı u surları. Türkiye dışına çıkarılması oldu ki, gözle görülür elle tutulur bir nitelik taşıdığı için kamuoyu tarafından da inandırıcı bulundu. Siyaset cephesinde ve kamuoyundaki yansıması şimdilik olumlu.

"Terörsüz Türkiye" sürecinin öncelikli hedefi zaten ülkenin terörden arındırılmasıydı. Bu gelişme başlatılan yeni çözüm sürecinin hedefleriyle uygunluk arz ediyor.

Türkiye'nin beklentisi şüphesiz örgütün fesih ve silahları terk etme kararının bütünüyle hayata geçirilmesi yönünde. Kandil, attığı bu son adımla fesih ve silahları tümden bırakma yönünde Ankara'ya ve kamuoyuna kendince iyi niyet beyanında bulunuyor. Yine de örgüt açısından bu taktik bir hamle olarak okunmalı. Çünkü "demokratik siyasete katılmanın ön koşulu" olarak öne sürdükleri yasal ve hukuki düzenlemelerle ilgili beklentileri hala fazlasıyla maksimalist. Suriye'dekine benzer şekilde "entegrasyon" yasaları istiyorlar. "Entegrasyon" kavramını da bunun için kullanıyorlar. SDG'nin Şam yönetimiyle yaptığı pazarlığın aynısının Türkiye ile kendileri arasında gerçekleşmesini bekliyorlar. Bu talepleri karşılanmadığı halde ise geri dönüşün kapılarını açık tutuyorlar.