Özgür Özel'in 15 Temmuz darbe kalkışması sırasında Genelkurmay Başkanı ve sonrasında da Milli Savunma Bakanı olan Hulusi Akar'a yönelik bitmeyen ve anlam vermekte zorlandığımız bir hıncı var. 15 Temmuz'dan beri süren bir kin, nefret, öfke de diyebiliriz buna. Nitekim Özgür Özel'in Hulusi Akar'a yönelik öfke patlamaları iki ismi de davalık etti.
Fakat geçen süre içinde Hulusi Akar MSB görevini tamamladı ve Kayseri milletvekili olarak Meclis'te çalışmalarına devam ediyor. Buna rağmen Özgür Özel, Akar'ı hedef almaktan vazgeçmiş değil.
Son olarak Hulusi Akar'ın katıldığı bir programda nesiller arasındaki uçurumu gidermek için eğitimin önemine değindiği konuşması Özgür Özel'in yine tepkisini çekti.
Hulusi Akar'ın bu kadar tepki çekecek sözleri ne olabilir, diye baktım Ayaküstü doğaçlama şekilde yapılan bir konuşma. Bir sunum veya tebliğ değil. Şöyle diyor Akar: "Eğer biz dört on iki yaş arasındaki insanlara, çocuklarımıza Allah korkusunu verirsek, Allah'tan korkmayı, kuldan utanmayı verirsek, efendim vatan sevgisini verirsek, millet sevgisini verirsek, bayrak sevgisini verirsek, bu başkaları için iyilik yapmayı öğretirsek ve diğer milli ve manevi değerlerimizi onlara yüklediğimiz takdirde, ondan sonra bu çocuk nereye giderse gitsin, dünyanın her yerine gitsin, bu çocuktan korkmayın.
Eğer bu verilemezse, bazı sıkıntılarımız var eğitimcilerimizin yakından bildiği gibi, şimdi gördüğünüz tablo; bu sefer ateistle mi uğraşacaksınız, deistle mi uğraşacaksınız, LGBT ile mi uğraşacaksınız, uyuşturucu ile mi uğraşacaksınız, şaşırırsınız. Şaşırırsınız."
Kime sorsanız aslında ayaküstü benzer lafları eder. Siyasi görüşü farklı olan da en çok "ateizmi, deizmi, LGBT"yi katmadan yine benzer fikirleri dile getirir. Üstelik Akar, Milli Eğitim Bakanı da değil.
Peki Özgür Özel neden şu öfke dolu sözleri sarf etme gereği duydu: "Biz Hulusi Akar'ı kazı kazan gibi kazıdık. Altından bir siyasal İslamcı çıktı, başka bir şey çıkmadı. Hulusi Akar ta ilk göreve geldiği, ilk mezun olduğu günlerden son güne kadar bir Siyasal İslamcıdır. Arkadaşlarının deyimi ile 'Su akar, Hulusi Akar'. Ve en sonunda darbe başarılı olsa başa geçecek kişi, başarısız olunca yine bir göreve geldi. Bu da Türkiye'nin talihsizliğidir."