YSK Başkanı Akkaya'ya haksızlık etmeyin

Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Muharrem Akkaya ile Cuma akşamı yayınlanan röportajımız büyük yankı uyandırdı. Yazımın yayınlandığı dakikalarda hem gazeteci meslektaşlarımızdan hem de siyasetçilerden pek çok tebrik mesajı aldım. İçlerinden kimileri Akkaya'nın açıklamalarının olayların seyrini değiştirebileceğini söylüyordu. Fakat son iki günde yanlış yorumlayanlar da olduğunu fark ettim. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki Muharrem Bey siyasi bir motivasyonla konuşmadı. Amacı ne muhalefeti dizayn etmekti ne de iktidara yaranmak. Zaten ben kendisini aradığımda söze "Ekrem İmamoğlu hakkında yürüyen bir hukuki süreç var fakat ben size ondan bağımsız olarak genel ilkeleri sormak istiyorum. Genel sorayım ki siz de rahat cevap verebilesiniz" diye başladım ve röportaj boyunca "Diyelim ki bir cumhurbaşkanı adayı" kalıbıyla sorular yönelttim. Sayın Akkaya da röportajda yalnızca genel prensipleri sıraladı. Siyasi bir yorum kesinlikle yapmadı. Röportajı önyargılı biçimde okuyanlar Akkaya'nın muhalefete İmamoğlu ile ilgili gözdağı verdiği şeklinde ileri yorumlar yaptılar. Örneğin CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun "YSK Başkanı siyaset yapmak istiyorsa cübbesini çıkarsın" dedi. Oysa eğer illaki bir siyasi yorum yapılacaksa CHP'nin ve tüm muhalefetin Akkaya'ya bırakın kızmayı teşekkür etmesi gerekirdi. Çünkü dikkatle okusalar, başkanın açıklamalarının İmamoğlu'nun önünü tıkamadığını aksine iktidarın hesaplarını zorlaştırdığını görürlerdi. Zira YSK Başkanı "Ceza alan bir aday yarıştan çekilmez ve seçimi kazanırsa mazbata alamaz ama seçimler 45 gün sonra yenilenir" dedi. "Adayken ceza aldığı için kendi arzusuyla yarıştan çekilirse, kalan adayın yine de yüzde 501 alması gerekir ki bu bir tür referandumdur" dedi. Elbette o genel kuralı anlattı. Ama bir düşünün, sizce bu millet bir aday seçim takvimi açıklandıktan