Tek Yürek kampanyasına dair

Birlik beraberlik ruhu demişken önceki akşam televizyonların ortak yayınıyla düzenlenen yardım kampanyasında uzunca zamandır hasret kaldığımız bir dayanışmaya şahit olduk. Depremin ilk günlerindeki yetersiz müdahale özellikle muhalif kesimlerde AFAD'a karşı ciddi bir mesafe yaratmıştı. Buna rağmen hem kanalların sorumlu ve özverili tavrı hem de gazetecisinden, sanatçısına, oyuncusundan, spor ve iş dünyasına, katılan herkesin gündelik tartışmaları bir kenara bırakarak gerçekten tek yürek olmasıyla ciddi miktarda bağış toplandı. Merkez Bankası'nın ve kamu bankalarının yaptığı yardımın aslında halkın bağışı olduğuna, bir cepten alıp diğer cebe koymak anlamına geldiğine dair eleştirilere katılmakla birlikte bu gecenin oluşturduğu psikolojik atmosferin bile bize iyi geldiğini düşünüyorum. Hele o kumbarasını kıran miniklerin, enkaz altından çıktığı halde elinde kalan son parayı yatıran depremzedelerin, kışlada nöbetteyken yardım toplayan askerlerimizin mesajları karşısında göz yaşına boğulmamak mümkün değildi. Muhalefet liderlerinin de bağış kampanyasına katılması bu birliktelik ruhunun oluşması bakımından çok kıymetliydi. Bu arada kabinedeki iş insanı bakanların da toplam bağış miktarı dikkate değerdi. Özellikle Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un 100 milyon lira bağış yapması takdire şayandı. Emeği geçen, küçük büyük katkı veren herkese teşekkürler. Yaşanan acı ne kadar derin olursa olsun biz birlikte güzeliz. Yeni mezun inşaat mühendislerine imza yetkisi verilmemeli YAZARLAR Giriş: 17.02.2023 - 09:13 Güncelleme: 17.02.2023 - 09:20 ABONE OL Depremde binlerce binanın tuz buz olması Türkiye'deki inşaat kalitesizliği gerçeğini tokat gibi yüzümüze çarptı. Bu durumun arkasında mühendisinden müteahhidine, denetim firmasından ruhsat veren belediyesine baştan sona yozlaşmış bir yapı yatıyor. Bu hafta programımıza konuk olan Yüksek İnşaat Mühendisi Yoshinori Moriwaki Japonya'daki uygulamadan bahsederken Türkiye'deki yeni mezun inşaat mühendislerinin imza yetkisine sahip olmasına çok şaşırdığını söyledi. Japonya'da mühendislerin üniversite sonrası birkaç yıl saha deneyimi için staj yaptığını, sonrasında da 100 kişiden ancak 7 kişinin geçebildiği çok zor bir sınava tabii tutulduğunu anlattı. Ayrıca başka alanlarda faaliyet gösteren bir firmanın inşaat alanına girmesinin yasak olduğunu, her parası olanın müteahhitliğe soyunamayacağını söyledi. Bu konuda Türkiye'de de acilen bir yasal düzenleme yapılmalı. Tıpkı tıp mezunlarının önce TUS sınavına girip sonra 4 yıl uzmanlık eğitimi alması gibi inşaat mühendislerimiz de mezuniyetin ardından sahada belli bir süre deneyim kazanmalı ve uygulamaya dönük sınavlardan geçmeli. Ancak ondan sonra iş yapabilmeli. Benzer şekilde inşaat şirketleri ve müteahhitlerin de profesyonelleşmesi için adımlar atılmalı. Bu işin en kritik noktası elbette denetim. Belediyeler rüşvetle ruhsat verdiği, müteahhitlik firmaları kendi denetim firmalarını kurabildiği müddetçe bu yozlaşmış sistemin bitmesi mümkün değil. Enkazın çevresel etkileri hesaplanıyor mu YAZARLAR Giriş: 17.02.2023 - 09:13 Güncelleme: 17.02.2023 - 09:20 ABONE OL Büyük ama çok büyük bir afet yaşadık. Bir yandan yaraları sararken bir taraftan da enkaza dönüşen şehirleri yeniden ayağa kaldırmaya çalışacağız. 24 bin 921 binada 120 bin 940 bağımsız bölümün yıkık ve ağır hasarlı olduğu açıklandı. Yani binlerce bina yıkıldı, binlercesi de oturulamaz hale geldiği için yıkılacak. Peki yıkımın ardından ortaya çıkan enkazın çevresel zararı ne olacak Binlerce ton moloz nereye atılacak Eski Çevre ve Şehircilik Müsteşarı Prof. Dr Mustafa Öztürk bu konuda önemli önerilerde bulunuyor. 13 milyon nüfusun etkilendiği bölgeden en az 104 ton yıkıntı atığı çıkacağını, doğru yönetilmezse büyük bir çevre felaketine neden olabileceğini söylüyor. Hayati olduğunu düşündüğüm için açıklamalarını