İmamoğlu çizmeyi beğenmiyorsa sandaletle çıksaydı

Bir kez daha İstanbul'da seli ve Ekrem İmamoğlu'nu konuşuyoruz. Çok şükür ki bu sefer felaketin boyutları geçmişte yaşananlar kadar büyük değil. Çok şükür ki can kaybı yaşanmadı. İki gündür İBB tarafının ve İmamoğlu'na gönül verenlerin yorumlarını dinliyorum. "10 milyar liralık altyapı yatırımları yapıldı. Bu sayede sel büyümedi. Can kaybı dahi yokken, iktidar İstanbul'da afet hali varmış gibi davranıyor. Oysa Ekrem Başkan üstüne düşeni yaptı. Çizme giyinip poz vermesine gerek yoktu" diyorlar. Aslında onlar da gayet iyi biliyorlar ki İmamoğlu siyasi iletişim hatalarına bir yenisini daha ekledi. İlk vakada yani 17 Ağustos 2019'daki sel baskınında Bodrum'da tatil yapması da gündem olmuştu ama o günlerde "Adam haklı tabii tatil yapacak" diyenler çoğunluktaydı. Yeni seçilmişti, kredisi yüksekti. "Millet eleştiriyor diye, ben tatile gitmeyecek değilim. Bana tatil de yakışıyor" gibi fiyakalı cümleler kurması tolere edilebiliyordu. Fakat aynı hatayı üst üste tekrar edince, Elazığ depreminde kayak yapıp, kar felaketinde balıkçıya gidince işin rengi değişmeye başladı. Hele hele Karadeniz seyahatinden sonra "Kim ne dere desin bildiğimi okurum" deme lüksü kalmadı. Tüm bu süreç ortadayken, yani zaten düşüşteyken, AFAD üst üste sel uyarıları yapıyorken kalkıp tatile gitmesinin siyasi strateji bakımından açıklanabilir hiçbir tarafı yok. Bu, kendi geleceğini düşünen bir siyasetçinin yapacağı iş değil. Madem yaptığı altyapı yatırımlarına güveniyordu, madem çizmeyle poz vermek istemiyordu bari sandaletlerini giyip geçmişte baskın yaşanan fakat İBB'nin iyileştirdiği bölgelere gitseydi. "Bakın işte