Dün İmamoğlu'nun yerinde Erdoğan olsa nasıl bir konuşma yapardı

Dün Saraçhane Meydanı'nda yapılan miting muhalefet adına önemli bir dönüm noktasıydı. Yalnızca İmamoğlu hakkında verilen haksız yargı kararı nedeniyle değil, 6'lı masanın ilk ortak mitingi olması bakımından da önemliyidi. Peki en iyi konuşmayı kim yaptı Bir konuşmayı etkili yapan olayları ve doğruları sıralamaktan ziyade kalabalıkların duygularına hitap etmekten, onları yeni duygulara sevk edebilmekten geçer. Ve daha önemlisi televizyon başında izleyen rakip partilerin seçmenlerini de kendi saflarına çekmekten geçer. Bu kritere göre baktığımda açıkçası ben Ekrem İmamoğlu'nun konuşmasını zayıf ve dağınık buldum. Sadece bugün değil çarşamba günkü metin de zayıftı. Sadece son bölümü kitleyi coşturmuştu. Bir an için şöyle düşündüm; dün o sahnede Ekrem İmamoğlu'nun yerinde eğer Erdoğan olsaydı nasıl bir konuşma yapardı Muhtemelen doğrudan vicdanlara hitap eden, duygu tonu yüksek, unutulmaz cümleler kuraradı. Belki şiir okurdu, belki şarkı söylerdi ama nihayetinde milyonları kendisine kilitlerdi. İmamoğlu maalesef bunu tam manasıyla başaramadı. Daha fenası, üst perdeden konuştu. "Halkın oylarıyla seçilmiş bir yöneticiyi haksız biçimde görevden almak haddinizi bilmemektir" dedi. İmamoğlu İstanbul seçimlerini mütevazılığıyla kazanmıştı. Halkın desteğini yeniden almak istiyorsa had bildirmek yerine kendisine yapılan haksızlık karşısında olgun bir tavır sergilemeli. Bu tür rövanşizm cümlelerinin muhalif seçmeni mutlu etse de ortadaki seçmeni uzaklaştıracağını unutmamalı. Belki şaşırtıcı ama bence en iyi konuşmayı Demokrat Parti lideri Gültekin Uysal yaptı. Uysalın sözlerinde Menderes'ten bugüne uzanan sağ parti geleneğinin izleri vardı. Siyasi açıdan en kritik konuşmayı ise Ali Babacan yaptı. Kritik diyorum çünkü bu mitingin Cumhur İttifakı seçmenini muhalefete yaklaştırmak kadar uzaklaştırma riski de vardı. Babacan AK Parti kitlesini de kucakladı. Davutoğlu'nun hitabeti zayıftı fakat hakimlere ve yargı mensuplarına yaptığı çağrı etkileyiciydi. Kılıçdaroğlu ne zaman vurucu bir konuşma yapmak istese maddeler sıralıyor. Madde madde anlatırsa akılda kalıcı ve anlaşılır olacağını zannediyor. Oysa bu üslup konuşmasını didaktikleştiriyor ve dinleyende duygusal bir iz bırakmıyor. Son olarak İYİ Parti Lideri Meral Akşener... Önceki gün yaptığı gibi muhalif kitlelerin heyecanına hitap eden, bunu yaparken İmamoğlu'na desteğini de açıkça ortaya koyan bir konuşma yaptı. İmamoğlu'nun sunuculuk yapması bence iyi bir fikir değildi. Kendini geri plana çekerek mağrur bir pozisyonda kalması daha karizmatik olurdu. Günün sonunda muhalefet dün iyi bir sınav verdi. Şimdi önemli olan önümüzdeki altı ay boyunca yakaladıkları bu heyecan dalgasını koruyabilmeleri. 3 gün sonra yine "Aday kim olacak" tartışması başlarsa... CHP içinde Kılıçdaroğlu-İmamoğlu kavgası büyürse... Masada Akşener-Kılıçdaroğlu rekabeti derinleşirse... Bu hava dağılır ve seçim yeniden riske girer. 'Erdoğan'a karşı yargı kumpası' diyenlere küçük bir uyarı YAZARLAR Giriş: 16.12.2022 - 10:59 Güncelleme: 16.12.2022 - 10:59 ABONE OL Dün AK Parti'ye yakın kimi yorumcular veya sosyal medya kullanıcıları İmamoğlu'na verilen cezanın bir yargı kumpası olduğunu ileri sürdüler. "Hedefte Erdoğan var, yargı eliyle İmamoğlu parlatılıyor" diyenler mi dersiniz "Akşener ve İmamoğlu Kılıçdaroğlu'nun adaylığını engellemek için yargıyı kullanıyor" mu dersiniz Komplo teorilerinden geçilmiyordu ortalık "Cumhurbaşkanı Erdoğan çıkıp