Ölümü derin tefekkürlerle hissettiğimiz günleri yaşıyoruz. Son yaşanan deprem hadisesiyle epey sarsıldık. Ne büyük bir nimetmiş yaşamak anladık.Sıcak evlerimizde rahat rahat uyumak. Sevdiklerimize doya doya bakmak. Ne büyük bir nimetmiş meğer yaşamak. Şimdi ziyadesiyle hatırladık. Hadiseyi uzaklardan duyduğumuz kadarıyla bile sarsıldık. Tanımadığım
Nasıl geçtiğini anlayamadığımız bir yılın daha sonuna geldik. Tefekkür ve muhasebelerimizi yaptığımız şu günlerde, gelecek günlerin daha huzurlu, sağlıklı ve iktisatlı geçmesini ümit ediyoruz.Ekonomideki çalkantılı durum pek umut vaat etmese de biz elimizden geleni yapmakla mükellefiz. Ekonominin böyle içler acısı olduğu bir durumda ne kadar az tük
Gençlik, insan ömrünün en güzel zamanlarıdır. Nasıl yaşanırsa o ölçüde güzelleşiyor.Bir o kadar da kısa sürüyor. Sonsuz güzelliklerin kapısını aralayan bu kıymetli zamanı doğru değerlendirdiğimizde beka buluyor. Gençlik zamanında manevi boşluklar olabiliyor. Bunların yerini baki hakikatlerle doldurmadığımızda zararlı fikirler yerleşiyor. Bu fikirle
Eğitim sistemimiz, geçmişten günümüze belli değişiklikler yaşadı. Öğrenciler değişen sisteme adapte olmaya, bu gibi süreçlerde yaşanan kayıpları telafi etmeye çalışmaktalar.Böyle zamanlarda farklı beceriler kazanılmış olsa da dikkat ve uyum gibi bazı konularda ortaya çıkan problemleri çözmek için destek alınması gerekiyor. Duyu bütünleme, eğitimdek
Yeryüzünde her an görülmeye bekleyen sayısız mucizeler var.Hayret verici hadiseler durmadan gözümüz önünde cereyan ediyor. Bu sonsuz ilim ve kudret gerektiren işler, akıl yoluyla belli ölçüde ispatlansa da bir yerden sonra teslim olmak gerekiyor. Hayret verici mucizeyi temaşa etmek, okumak, anlamak gerekiyor. Sonsuz kudret sahibi Allah, bir mektup
Her insanın temel gayesi mutlu bir hayat sürmektir. Bunun için çalışır, emek verir.Evlilikte mutlu olmak için de, ayrı bir gayret gerekiyor. Kadın-erkek fıtratına uygun davranışları sergiler ve muhafaza ederse, mutluluk kaçınılmaz olacaktır. Allah'ın emri peygamberin kavli ile çıkılan bu yolda, karşılıklı sevgi-saygı ile Allah'ın rızası gözetildiği
Halktan korkan insanlar ne yazık ki İslamiyeti tam manasıyla yaşayamıyor. Bir yerlerde taviz veriliyor. Ama susarsak kaybediyoruz hadis-i şerifte de diyor: "Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır."Bundan daha açık bir hüküm olabilir mi Konuşursam zarar görürüm endişesiyle birçok Müslüman haksızlıklar karşısında susuyor. Bugün baktığımızda haki
Havf duygusu niye verilmiş ve nasıl kullanmak gerekiyor.Cenâb-ı Hak havf damarını hıfz-ı hayat için vermiş, hayatı tahrip etmek veya azap yapmak için vermemiştir. "Havf iki, üç, dört ihtimalden bir olsa, hattâ beş altı ihtimalden bir olsa, ihtiyatkârâne bir havf meşru olabilir. Fakat yirmi, otuz, kırk ihtimalden bir ihtimalle havf etmek evhamdır, h
İnsanları aldatan zayıf damarlardan biri de korkudur. İns ve cin şeytanları, Kur'ân'ın hâdimlerini korkutarak kaçırıyor. Risale-i Nur'da 29. Mektuptaki altıncı kısım bunun gibi tüm desiseleri akîm bırakıyor ve hücum yollarını seddediyor.İkinci desise olan havf (korku) damarı fazlasıyla işlettiriliyor. "Özellikle bu zaman ve zeminde ehl-i ilhadın da
İnsanları aldatan zayıf damarlardan biri de korkudur. İns ve cin şeytanları, Kur'ân'ın hâdimlerini korkutarak kaçırıyor. Risale-i Nur'da 29. Mektuptaki altıncı kısım bunun gibi tüm desiseleri akîm bırakıyor ve hücum yollarını seddediyor.İkinci desise olan havf (korku) damarı fazlasıyla işlettiriliyor. "Özellikle bu zaman ve zeminde ehl-i ilhadın da
© 2016