Futbol, içinde bambaşka hikayeler barındıran bir oyun. Bu hikayeleri yazan oyuncuların kaderini de kulüplerle imzaladıkları sözleşmeler belirler.
Futbolcuların en büyük handikapları da verilen sözleri bu imzalardan daha değerli bulmalarıdır. Bu yüzden hep kaybederler. Çünkü futbolun günün sonunda profesyonel bir iş olduğunu unuturlar. Barış Alper Yılmaz ile Galatasaray arasında yaşanan kriz bu konuda mükemmel bir örnek. Verilen sözler yazılı olarak teminat altına alınmadığı sürece haklı olan her zaman kulüplerdir. Şayet sözleşmenizde serbest kalma maddesi varsa, bir çıkış yolunuz var demektir. Ancak uzun vadeli mukaveleler yapıp sadece verilen sözler üzerinden hareket ediyorsanız bu noktada yapılacak tek şey kulüple doğru iletişim kurarak, işi her iki tarafın da menfaatine uygun biçimde sonuçlandırmaktır.
Gözden KaçmasınGalatasaray'ın yeni hedefi Jonas Adjetey!Haberi görüntüleISAK GİTMEK İÇİN HER TÜRLÜ YANLIŞI YAPMIŞTI
Barış Alper keşke Newcastle United'da benzer süreci yaşayan ve Liverpool'a gitmek için her türlü yanlışı seçen Alexander İsak'ı birazcık da olsa takip etseymiş. Kulüp aleyhine açıklamalar, menajerlerinin yanlış tutumları bugün İsak'ı hem taraftarın hem de takımın gözünde yalnızlaştırdı. Gerçi İsak Liverpool'a transfer olarak hayaline kavuştu, ama ardında kocaman bir hayal kırıklığı bıraktı. Newcastle ne kadar haklıysa Galatasaray da o kadar haklı. Barış için işler nasıl sonuçlanır bilinmez ancak eskilerin de dediği gibi; söz uçar yazı kalır.
Haberin DevamıKALECİ TERCİHLERİ DEĞİŞİYOR
Son yıllarda futbol dünyasının önde gelen teknik adamları geçmişten ilham alarak oyunu yeni bir perspektifle ele almaya başladı. Klasik merkez forvetlere dönüş kadar kaleci tercihlerinde de bu değişimi görüyoruz. Ayağını iyi kullanan kaleciler, yerini yeniden karşı karşıyalarda iyi olanlara bırakmaya başladı. Barcelona Teknik Direktörü Hansi Flick'in Joan Garcia, PSG'de Luis Enrique'nin Lucas Chevalier ve Manchester City'de Pep Guardiola'nın James Trafford tercihleri tamamıyla bu sebepten. Bu da doğal olarak 'futbol geçmişe mi dönüyor' sorusunu akıllara getiriyor. Gerçek şu ki; futbol geçmişiyle bağını koparmadan kendi geleceğini şekillendirmeye devam ediyor.