Sudan'da iki yıldır yaşanan iç savaş, soykırıma döndü. Ölen de öldüren de Müslüman. Ülke, ikiye bölünmüş durumda. Mısır ve Suudi Arabistan, devlet başkanı General Abdulfettah Burhan'ı; BAE ise Hızlı Destek Kuvvetleri komutanı Muhammed Hamidetî'yi destekliyor. Hızlı Destek Kuvvetleri, BAE kanalıyla elde ettiği ağır silahlar, mühimmat ve savaş uçaklarını, kendi halkını öldürmek için kullanıyor.

Sudan'daki iç savaş hakkında dün okuduğum bir yazının şu kısmı, dehşete düşmeme sebep oldu.

"BAE'nin Sudan'daki savaşa bu kadar açık biçimde müdâhil olmasının temel sebebi, ülkenin sâhip olduğu muazzam altın rezervleri. 2025'in ilk yarısında, Sudan'dan BAE'ye resmî yollarla aktarılan altının miktarı, 8,8 ton olarak tahmin ediliyor. Sudan merkezî hükümeti, kendisine karşı savaşan grubu desteklediğini bildiği hâlde, sırf vatandaşlarının temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için BAE'ye altın satışını sürdürüyor. Ancak daha fazla altının, illegal yollarla Sudan dışına çıktığı, Dubai üzerinden dünyâya arz olunduğu biliniyor. Sudanlı sivillerin ölü bedenleri üzerinde verilen bu kanlı altın savaşının perde gerisinde, dünyâda finans dendiğinde hemen akla gelen o meşhur aktörler de var. Kim olduklarını rahatlıkla tahmin edebilirsiniz." (Taha Kılınç-Yeni Şafak)

O meşhur aktörler, nerede altın petrol veya elmas gibi değerli şeyler varsa oradadır. 2006 yılında çekilen Kanlı Elmas filmi, Sierre Leone'deki iç savaş, elmas kaçakçılığı, soykırım gerçeğini ve gerisindeki aktörleri anlatmıştı. Orası da Müslüman ülke. Bu filmde anlatılan zulmün şu anda Sudan'da yapıldığını düşününce "kanlı altın" demeyi tercih ettim.

2017'de BAE Dışişleri Bakanı, Medine Müdâfii Fahreddin Paşa'ya "hırsız" dediğinde bir miktar esip gürledik; sonra döndük ticârî anlaşmalar yaptık. Dost ve kardeş(!) ülke BAE ile yaptığımız ticârete bu kanın ne kadar bulaştığını düşününce dehşete düştüm.

Geçtiğimiz 31 Ekim'de TRT World Forum 2025'te konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, âile müessesesinin ciddi saldırı altında olduğuna dikkat çekerek dijital platformlar ve sosyal medya mecrâlarında âile kurumunun altına âdeta dinamit konulduğunu ifâde etti. İnsanı ve insânî değerleri öne çıkaran yapımlara daha fazla önem vermemiz gerektiğini söyleyen Erdoğan, bu konuda TRT'nin, gerek geleneksel gerekse dijital mecralarında âile odaklı temiz içerikleri yaygınlaştırma çabasını takdirle karşıladığını belirtti.

Âile kurumuna saldırı konusunda Cumhurbaşkanının söylediklerine katılmamak mümkün değil. Fakat TRT'nin çabaları meselesine pek katılamayacağım.

21 Haziran 2023'de "TRT'den sımsıcak bir âile dizisi" diye tanıtılan "Benim Güzel Âilem", TRT ekranında seyirciye merhaba dedi. Gerçekten sımsıcaktı. Öncelikle yaz dizisi olduğu için sıcaktı. Oyuncular sıcakkanlıydı. Müziği de mahalledeki ilişkiler de sıcaktı. Akyol âilesinin, evlilik sorunları ve ekonomik sıkıntı yaşayan çocuklarına çok odalı konağın kapılarını açması ve birlik berâberlik mesajları vermesi güzeldi.