Süper'i böyle olmasın!

Furbol jargonlarımızdan biridir, "Maçtan önce iki hocaya 1'er puan versen razı olurlar" yargısı... Dün tam da böyle bir derbi vardı. Hem taktik, hem stratejik açıdan "Ne şiş yansın, kebap" havası hakimdi derbiye... Zaman zaman atmosferi gerip, tansiyonu yükselten oyuncuların aynı yükselişi futbollarına yansıtamadığını gördük.

Tam anlamıyla 'Kör dövüşü' şeklinde geçen ilk 15 dakikada, kimin ne yaptığı belli değildi. Zaten bu kötü futbol ilk yarıda skor tablosuna yansımasa da istatistiklere ziyadesiyle yansıdı. G.Saray'ın 3, F.Bahçe'nin sadece bir şutu vardı ve bunların hiç biri isabetli değildi. Buna karşılık 19 faul ve pas hatalarının damga vurduğu bir ilk yarı vardı.

İkinci yarıda smail Kartal'ın İrfan Can'ı kendi yerine alıp, orta sahaya İsmail'i koyması Fenerbahçe lehine biraz kıpırdanma getirse de hücum bölgesine bu etkinin aktarılamadığına şahit olduk. Elbette Fenerbahçe, Fred'in eksikliğini hissetti ama evindeki maçta bunun arkasına sığınması bu futbolun bir gerekçesi olamaz.

Galatasaray için de çok farklı bir tablo yoktu. Okan Buruk deplasmanda alınacak 1 puanın hem günü hem de prestiji kurtaracağını düşünüyordu. O da risk almadı. Yine de takımı galibiyete daha yakın taraftı.