Pazartesi sendromu!
Son yıllarda hiç bu kadar sıradan bir Trabzonspor izlememiştim. Kimse bana kadronun kalitesizliğinden, futbolcuların yetersizliğinden bahsetmesin.
Arda Turan'ın milletin beğenmeyip bir kenara attığı oyunculardan kurduğu Eyüpspor'u bir gün önce Beşiktaş karşısında izlerken keyif aldık. Trabzon'dan "Bundan bir şey olmaz" diye kenara atılan ve gönderilen Ahmet Kutucu'nun takımı yönetmedeki ustalığına bakıp gıpta ettik.
Yani işin sırrı takım olmakta. İşte Trabzonspor ne yazık ki koca bir yazı boşa geçirmiş ve takım olma yolunda hiçbir ilerleme kaydedememiş. Dün Gaziantep deplasmanında acaba ilk galibiyet gelir mi umuduyla maçı izleyen Trabzonsporlular, yine "ruhsal çöküntü"ye girdiler.
Zira sağlı sollu ataklarla gelen ve baskı kuran Gaziantep'e karşı aklı başında işler yapan bir oyuncu bile yoktu. Oyunun belli bölümlerinde bir kıpırdanma olsa da ilk yarı büyük bir hayal kırıklığıydı Trabzonspor için.
İlk yarıda bir başka büyük hayal kırıklığı da hakem Volkan Bayarslan'ın kararlarıydı. Faul, sarı kart, penaltı, taç, aut yanlış verilebilir. Bunları çok fazla eleştirmiyorum. Ama 25. dakikada öyle bir pozisyon oldu ki tek kelimeyle rezalet. Kozlowski, Trabzonspor ceza sahasında kendini yere attı.