Kadı kızının kusurları!
Avrupa Ligi'nde 3'te 3 yaparak Rams Park'a gelmiş bir Tottenham var. Kadro değeri Galatasaray'ın neredeyse 4 katı. Önemli eksikleri olsa da maç müthiş özgüvenli başladılar.
İlk 10 dakikada ön alan baskısısını kusursuz yapıp, orta alanda da Galatasaray'ın hücum organize edecek oyuncularını daha çok savunma düşünmeye zorladılar.
İngilizler'in bu oyun anlayışı, savunmalarında çok ciddi zaaflar ortaya çıkardı. Ama Galatasaray oyunun bu bölümünde Barış, Mertens ve Yunus ile doğru çıkışları ve sızmaları yapamadı.
Yunus'un jeneriklik golü zaferin kapısının da anahtarıydı. Galatasaray toparlandı, daha organize ve doğru ataklar yapmaya başladı. Ancak bu bölümde de amatör takımların bile yemeyeceği acemice bir savunma hatası ve ucuz bir gol yedi.
Bu golün Galatasaray'da bir bocalamaya ve paniğe neden olacağından endişeliydim. Ama öyle olmadı. Bu kez yoğun ön alan baskısı yapan, ikili mücadelelerde sert, ilk toplara müdahale eden kısacası 'Aslan gibi oynayan' bir Galatasaray izlemeye başladık.
Osimhen'in iki harika golü en az iki tane de kaçan net fırsatı vardı. Bu performans tribünleri, tribünler de takımı yukarı çekti. Ortaya çıkan bu sınırsız coşku ve enerji, dünya devi Tottenham'ı aciz ve çaresiz hallere düşürdü.
Postecoglou ikinci yarıya Kulusevski ve Bentancur hamleleriyle başlasa da rüzgarın yönünü değiştirmeyi başaramadı. Öyle ki Galatasaray ilk 10 dakikada hovardalık yapmasa maç 5-6 olabilirdi. Özellikle Osimhen biri kafayla biri de ayakla iki yüzde yüzü kaçırdı.