Ezilenlerin çocukları...
Biz kazandık, Almanya çok güzel oldu... Türkiye'den bakarak Almanya'daki zaferi tanımlamak zor. Maç başlarken tribünlerde yer alan binlerce Ay-Yıldızlı bayrak arasında küçük bir Filistin ve Doğu Türkistan bayrağı gözümüze çarpıyor.
Zafer sonrası bu tablo daha da büyüyor. Kuzey Kıbrıs, Azerbaycan, Filistin bayrakları Ay-Yıldız'ın arasında yol boyunca bizleri ve konvoyları selamlıyor.
Almanya, tarihinin en çılgın gecelerinden birini yaşıyor. Bir Türk, "Almanlara arabalara bayrak asıp, tur atmayı biz öğrettik" diye övünüyor. Bu akşam övünecek o kadar çok şey var ki. Mazlum milletlerin bayraklarının bizim bayrağımızın yanında dalgalanması ecdadın bıraktığı mirasın ve Türk insanının o mirası nasıl şerefle taşıdığının en güzel işareti. Bizimle sevinenlerin, onlarla üzüldüklerimiz olması şark toplumlarının küçümsenen 'merhamet' duygusunun ne kadar insani olduğunu gösteriyor.
Size çok ilginç ve bir o kadar da etkileyici bir hikaye anlatacağım. Maçtan bir gün önce St. Pauli'de gezerken yolda yürüyen iki kadın, "Bizim takım burada yok" diye Türkçe konuşup, içleniyordu.
Biraz da onları teselli etmek için "Bizim takım yarın gelecek" diye lafa girdim. Çok sevindiler. "Nerelisiniz" diye sorduğumda cevap, "Bulgaristan" oldu. "Ne güzel Türkçe konuşuyorsunuz" dediğimde ise "Türk'ün hası biziz. Biz Osmanlı'yız" karşılığı geldi.
Evet, futbol sadece futbol değildi. Ve 'Bizim çocuklar'ın sahada aldığı galibiyet, sanki bütün ezilmişlerin silkinişi, kendine gelmesiydi. Dilerim devam eder...
Utanmazlar da utandı!..
Sporun içinden gelenlerin her zaman eleştiri hakkı var. Çünkü bana göre, sana göre doğru olan, ona göre yanlış olabilir. Yapıcı eleştiriler her zaman baştacıdır. Pek çok konuda da haklıdırlar. Ama bir de soytarılık peşinde koşanlar var. Yanına bir kameraman alıp, sosyal medyaya malzeme çıkartmak, birkaç takipçi kazanabilmek için 40 takla atanlar...
Bunu yapmayın. Bakın bu çocuklar sayesinde Türkiye Cumhuriyeti'nin bayrağı Almanya'nın ve Avrupa'nın her sokağında dalgalanıyor.
Bunu sağlayan çocuklarımıza önce bir teşekkür edelim, sonra gördüğümüz eksiklerini dostça ve insanca söyleyelim. Emin olun onlar da en az sizin kadar bu güzelliğin devam etmesini istiyor. Biraz empati...