Yıllardır şampiyon olamayan Fenerbahçe, son yıllarda zirveye ambargo koyan Galatasaray deplasmanına gidiyor. Üstelik 6 puan geride ve umuda sarılmak için mutlak kazanması gereken bir maç.
Galatasaray'a beraberlik bile yeter ama nedense maça haftalardır o kadar farklı anlamlar yüklendi ki iki takım arasındaki futbol mücadelesinden çıktı olay, iki camia arasında bir savaşa dönüştü.
Ama takımlar sahaya çıktıklarında iki teknik adamın gündeminin pek de öyle olmadığını gördük. Oyuncular sahada futbolun sertliğinin dışında iyi niyetliydi ve kendi oyunlarına odaklıydı.
Zaman zaman bunun dışına taşmaya niyetlenenleri de hakem Slavko Vincic çok doğru zamanda ve doğru yerde sindirdi.
İlk yarıda iki takımın da isabetli şutu olmamasına rağmen heyecan dozu yüksek bir mücadele vardı. Orta sahada Galatasaray'ın daha baskın, hücuma çıkabildiği zamanlarda Fenerbahçe'nin daha kolay fırsat bulduğunu gördük.
Özellikle ilk yarıda Fenerbahçe savunmasında Çağlar ve Skriniar arasında Osimhen çok yalnız kaldı ve etkili olamadı. Barış ve Sallai'nin zaman zaman hücumda etkili olduğunu gördük ama onlar da ceza sahasına yaklaştırılamadı.
İlk yarı bittiğinde Galatasaray'ın bu anlayışla gol bulmasının çok da kolay olmayacağı ortadaydı. Fenerbahçe ise özellikle kanattan Kostic'le gelen ataklarda hava toplarında etkili oldu.
Hatta birinde top ağlara gitmesine rağmen Muslera'ya faul yapıldığı gerekçesiyle Vincic golü geçersiz saydı.

87