Türkiye'de alışveriş dünyası hızla değişiyor.
Market raflarının önünden geçerken ya da bir e-ticaret sitesinde ürün seçerken farkında olunmasa da yepyeni bir reklam anlayışı hayatımıza yerleşmiş durumda; Perakende Medyacılığı.
XSIGHTS Research & Consultancy'nin yaptığı Türkiye'de Perakende Medyacılığı Araştırması bu dönüşümü ayrıntılarıyla ortaya koyuyor
Eskiden reklamın yolu belliydi. Televizyon ekranından akan spotlar, gazetelerde tam sayfa ilanlar ya da radyoda çalan jingle'lar…
Şimdi tüketicinin karar anına dokunan çok daha farklı bir ekosistem söz konusu. Kasada ödeme sırasında gelen bir bildirim, e-ticaret sitesinde göz kırpan banner ya da mağaza içinde dikkati çeken dijital ekran…
Hepsi şirketlerin büyüme planlarının tam merkezinde yer alıyor.
Kurumsal Şirketler Hamle Yapar, KOBİ'ler Kenarda Bekler
Araştırmaya göre büyük şirketler bu alanın önemini kavramış durumdalar.
Perakende medyayı yalnızca reklam alanı olarak görmeyip kârlılığı artıran bir büyüme aracı olarak konumlandırıyorlar. Bu da yatırımlarına doğrudan yansıyor.
Küçük ve orta ölçekli işletmeler için tablo farklı. Onlarda hâlâ "bu alana girmek gerekir mi" tartışması devam ediyor. Strateji olmadan yalnızca görünmek kalıcı bir avantaj sağlamıyor.
Markaların en çok başvurduğu mecra e-ticaret sitelerindeki banner reklamlar. Onu mobil bildirimler, mağaza içi ekranlar ve QR kodlu kampanyalar takip ediyor.
Fakat tüketici gözünde banner hâlâ çoğu zaman fark edilmeyen bir görsel.
Yine de markaların yatırım-getiri dengesi bu tercihi belirliyor. Kasa promosyonları ya da kısa süreli influencer iş birlikleri listede daha geride kalıyor.
Tüketici Net Mesaj Veriyor: "Bana Katkı Sağla"
XSIGHTS'in bulguları tüketicilerin beklentisini çok açık biçimde ortaya koyuyor. Her dört tüketiciden yalnızca biri sponsorlu içeriklere ilgi gösteriyor.
Geri kalan grup ya bu içerikleri görmezden geliyor ya da fazla yorucu buluyor. Yani görünür olmak tek başına yeterli değil; insanlara fayda sağlayacak bir içerik sunmak gerekiyor.
Kişiselleştirme konusu burada öne çıkıyor. Fakat rakamlar düşündürücü.
Tüketicilerin sadece yüzde 8'i karşısına çıkan reklamın gerçekten kendi tercihleriyle örtüştüğünü düşünüyor. Buna karşın yüzde 75'i, son bir yıl içinde dijital reklamların etkisiyle online alışveriş yapmış. İnsanlar "beni anlamıyorlar" diye sitem etse de kararlarını yönlendiren mesajlar alışveriş davranışında güçlü bir etki yaratıyor.