Hani hep filmlerde olur sanırız ya, "yıllarca aynı sokakta yaşadığımız komşu aslında bir ajandır" klişesi…
İşte o klişe gerçek oldu. Hem de Avrupa'nın sakin ve küçük ülkesi Slovenya'da.
Hikâye öyle sinema senaryosu gibi ki insan bir yerinde "yok artık!" diyor. Ama oldu. Yaşandı.
Ve muhtemelen şu an başka bir ülkede, başka bir sempatik çift, başka bir güleryüzlü aile kisvesi altında benzer bir senaryoyu yazmaya başladı bile…
Olay şöyle başlıyor.
2017 yılında Slovenya'nın başkenti Lübliyana'ya Arjantinli tatlı mı tatlı bir çift yerleşiyor.
Ludwig Gisch ve Maria Mayer. İki çocuklarıyla birlikte orta sınıf bir mahallede, bahçeli güzel bir ev, beyaz bir Kia Ceed... Tanıdık bir tablo değil mi Hani şu bizden biri hissi veren ailelerden.
Komşularının anlattığına göre güleryüzlü, dost canlısı, yardımsever bir çift. Çocuklar sokakta İspanyolca şakıyor, anne baba pazar alışverişinde Sloven komşularla şakalaşıyor.
Kadın online bir sanat galerisi işletiyor, adam da küçük bir BT startupı kurmuş. Hayat gayet normal.
Bir de hikâyeleri var.
Hani insan bazen şüphelenir ama sonra kendi kendine yok canım, ne alaka der ya…
İşte öyle bir hikâye. Buenos Aires'te bir gün silahlı bir çetenin saldırısına uğruyorlar.
Bu olay onları çok sarsıyor ve çocuklarımız için daha güvenli bir yer diyerek Arjantin'den Slovenya'ya taşınıyorlar. Gayet ikna edici, hatta biraz da trajik bir hikâye... Kim şüphe eder ki
Derken bir gün sabah saatlerinde Sloven polisi 35 numaralı eve baskın yapıyor.
Ludwig Gisch, Maria Mayer ve iki çocuklarının yaşadığı Lübliyana'daki ev. Fotoğraf: Shaun Walker/The Guardian
Komşular şok! O neşe saçan çift, çocuklarıyla top oynayan o insanlar… Gözaltına alınıyorlar.
Çocuklar çocuk bakım evine, anne baba ise doğrudan cezaevine. Yetmiyor, polis bir de ofislerine baskın düzenliyor ve orada saatlerce süren bir nakit para sayımı başlıyor. Hani film olsa abartmışlar deriz ama gerçek bu, bavullarca nakit para.
Ve film gibi hikâye burada daha da ilginçleşiyor.
Sloven polisinin kendi başına böyle bir operasyon yapmadığını öğreniyoruz. Meğer başka bir yabancı istihbarat servisi (muhtemelen batılı bir ülke) Slovenleri bu çift hakkında bilgilendiriyor. Slovenler de bu ihbarı değerlendirip harekete geçiyor. Yani operasyonun startı başka yerden…
Peki kim bu insanlar
Kadının gerçek adı Anna Valeryivna Dultseva, erkeğinki ise Artem Viktoroviç Dultsev.
İkisi de Rus dış istihbarat servisi SVR'nin elemanları. Hem de öyle diplomatik dokunulmazlık falan da yok. Onlar birer illegal. Yani sahte kimliklerle, sahte hikâyelerle, sivil hayatın içinde yıllarca yaşayan, kimseye yakalanmadan işlerini sürdüren ajanlar.
Ve öyle profesyoneller ki... İspanyolcayı aksansız konuşuyorlar.
Çocuklarını bile bu kurgu hayatın bir parçası haline getirmişler. Yani çocuklar da rolün içinde büyüyorlar. Komşular için onlar tam anlamıyla bizim Latin arkadaşlarımız.
Neden Slovenya derseniz, cevabı gayet net. Avrupa Birliği'ne giriş-çıkış kolay, ama kontr-istihbarat zayıf.
Yani Ruslar için tam bir tatlı su ülkesi. Üstelik Slovenya'dan çevre ülkelere geçmek de çocuk oyuncağı. Kadının katıldığı sanat sergileri, çiftin sık sık ülke dışına çıkışları, hepsi muhtemelen istihbarat bağlantılıydı.