Hollywood'un Gizli Gücü: ABD Dış Politikası ve Beyaz Perde

Bir film sadece film midir Yoksa bazen koca bir propagandanın parçası mı olur

Merhaba dostum! Bugün seninle Hollywood'un sadece bir eğlence makinesi olmadığını, Amerika'nın dış politikasını meşrulaştırmak için kullandığı en güçlü araçlardan biri olduğunu konuşacağız. Hadi, gözlerini kapat ve bir sahne düşün: Göz alıcı özel efektler, kahramanlık dolu diyaloglar, "özgürlük ve adalet için savaşan" Amerikalılar Bunlar hepimizin aşina olduğu sahneler, değil mi Ama işin aslı öyle mi

Şimdi, biraz derine inelim ve Hollywood'un gerçekten neyi amaçladığını anlamaya çalışalım. Hazırsan, patlamış mısırını kap; başlıyoruz!

Hollywood: Eğlence mi, Propaganda mı

Bunu hiç düşündün mü Bir film izlerken farkında olmadan bir şeylere inandırılıyor olabilir misin Eminim en az bir kez Amerikan filmlerindeki kahramanlık hikâyelerine kapılmışsındır. Superman'den Iron Man'e, Rambo'dan Captain America'ya kadar birçok filmde Amerikalılar hep "iyi" taraf, düşmanlar ise genellikle kötü ve tehditkâr. Neden

Cevap çok basit: Çünkü Hollywood, ABD'nin yumuşak gücünün (soft power) en etkili araçlarından biridir. Ülkenin sadece askeri ya da ekonomik gücü yok; kültürel olarak da insanları etkileme konusunda da bir numaralar.

Mesela, hiç dikkat ettin mi Hollywood filmlerinde Amerikalılar genellikle demokrasiyi, özgürlüğü ve insan haklarını savunan kahramanlar olarak gösterilirler. Onların karşısındaki kötü adamlar ise ya komünistlerdir, ya teröristler, ya da Amerika'nın "düşman" ilan ettiği ülkelerden gelen esrarengiz tipler.

Eğer bir şeyleri fark etmeden kabullenmeye başladıysan, işte Hollywood'un gücü tam olarak burada devreye giriyor! Filmler, seni farkında olmadan yönlendiren bir beyin yıkama makinesi olabilir mi

Hadi, tarih içinde küçük bir yolculuğa çıkalım ve Hollywood'un Amerikan dış politikasıyla nasıl iç içe geçtiğini adım adım görelim!

Soğuk Savaş Dönemi: Hollywood ve Komünizm Karşıtlığı

1945'ten sonra dünya ikiye bölündü: Bir yanda Amerika ve Batı dünyası, diğer yanda Sovyetler Birliği ve komünizm. Peki, Amerika bu rekabeti sadece savaş meydanlarında mı kazanmaya çalıştı Tabii ki hayır! Hollywood, Amerikan halkını ve dünyayı komünizm karşıtı bir düşünceye yönlendirmek için kolları sıvadı.

"Rocky IV": Amerikan Gücü vs. Sovyet Soğukluğu

Bir film var ki, tam da bu dönemin ruhunu yansıtıyor: Rocky IV (1985). Rocky Balboa, Amerikan değerlerini temsil eden çalışkan ve cesur bir boksör. Karşısındaki rakip ise, Sovyetler Birliği'nden gelen dev gibi, soğuk ve duygusuz bir boksör: Ivan Drago!

Film boyunca Amerikalılar dost canlısı, insancıl ve duygusal olarak gösterilirken, Sovyetler acımasız ve ruhsuz bir makine gibi yansıtılıyor. Sence bu tesadüf mü Tabii ki değil! Soğuk Savaş döneminde çekilen bu film, açık bir şekilde Amerikan halkının Sovyetler Birliği'ni bir düşman olarak görmesini sağlamak için yapılmış bir propaganda eseridir.

Bunun gibi pek çok filmde de Amerika'nın kahraman, diğer ülkelerin ise "kötü" olarak gösterildiğini görebilirsin.

Rambo III (1988) Afganistan'daki Sovyet işgaline karşı savaşan mücahitleri kahraman olarak gösterir.

Top Gun (1986) Amerikan Hava Kuvvetleri'ni yücelten bir film. Film gösterime girdikten sonra Amerikan ordusuna katılım oranları ciddi şekilde artmıştır!

Yani Hollywood sadece eğlence değil, Amerikan hükümetinin dış politikasını destekleyen bir psikolojik savaş aracıdır!

11 Eylül ve Yeni Düşman: Orta Doğu ve İslam Dünyası

Soğuk Savaş sona erdi, Sovyetler çöktü Peki Amerika yeni bir düşman bulmadan durur mu Tabii ki hayır! 11 Eylül 2001 saldırıları, Hollywood'un yeni bir hikâye yazmasına neden oldu.

Terörist Kim Hollywood'a Sor!

11 Eylül'den sonra çekilen filmlerde ortak bir tema dikkat çekiyor: Orta Doğu ülkeleri, Müslüman karakterler ve Arap kültürü genellikle "terörist" olarak gösteriliyor.

American Sniper (2014) Filmde Amerikan askerleri "kahraman", Iraklılar ise "terörist" olarak sunuluyor.