Suriye Cumhurbaşkanı Şara'nın Beyaz Saray ziyareti, sadece ülkesinin ABD'yle ilişkileri açısından değil Ortadoğu'daki güç dengeleri açısından da büyük öneme sahip. Suriye liderinin Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na katılarak Trump'la görüşmesi hem kendisinin hem de Suriye'nin uluslararası alandaki diplomatik ve siyasi meşruiyetini iyice perçinlemişti. Beyaz Saray ziyareti sırasında varılan anlaşmalara ilişkin açıklamalar, Washington'ın kendisiyle çalışmaya hazır olduğunu ilan minvalindeydi. Görüşmelere Türkiye'nin de katılması, yeni dönemde Suriye'nin kuzey komşusunun çıkarlarının gözetileceği mesajı da taşıyordu. Suriye'ye yaptırımların kaldırılması, Şam'ın IŞİD'le mücadele koalisyonuyla koordinasyonunun resmileştirilmesi, SDG'nin entegrasyonuyla ilgili Mart anlaşmasıyla ilgili mutabakatın tekrar edilmesi ve İsrail'le potansiyel güvenlik anlaşmasıyla ilgili açıklamalar, Suriye'nin yeniden inşası sürecinin önünün hızla açılacağını gösteriyor.
YAPTIRIMLAR VE YENİDEN İNŞA SÜRECİ
Suriye'ye ve lideri Şara'ya karşı uluslararası yaptırımların Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından kaldırılması ve en son ABD yaptırımlarının da Trump yönetimi tarafından askıya alınması ülkenin yeniden inşası açısından önemli bir dönüm noktası anlamına geliyor. Amerika'nın yaptırımlarının Kongre tarafından tamamen kaldırılması da bir sonraki kritik aşamayı teşkil ediyor. Washington'ın yaptırımları kaldırması, gerek Körfez ülkelerinin Suriye'ye finansman sağlamasını gerek Türk firmalarıyla birlikte Avrupalı ve Amerikan şirketlerinin de yaptırım korkusu yaşamadan iş yapabileceği bir ortam sağlayacak.
Trump yönetimi kendi yaptırımlarını ya iptal etmiş ya da askıya almış durumda. Kongre'nin Sezar yaptırımları gibi yaptırımlarının tamamen kaldırılmasını sağlamak için lobi yapmak durumunda kalacak ve burada da önüne İsrail'in 'güvenlik kaygıları' tekrar çıkacaktır. Şara, Fox News'a verdiği mülakatta Golan Tepeleri'ni halen işgal altında tutan İsrail'le doğrudan müzakere etmeyeceğini ancak Trump yönetiminin bu konuda ilerleme sağlayabileceğini söyleyerek bu konuda kapıyı aralık bıraktı. Daha birkaç ay öncesine kadar Şam'ı bombalayan ve Dürzileri hem kışkırtıp hem de sahip çıkmaya çalışan İsrail'le yapılacak bir güvenlik anlaşmasının şartları Şara yönetiminin ülkenin sınırlarına sahip çıktığını göstermesi gerekecek. Böyle bir anlaşma yapılması durumunda Trump'ın Kongre yaptırımlarının kalıcı olarak kaldırılması konusunda eli güçlenecek.
Suriye'nin Şam gibi iç savaştan doğrudan etkilenmeyen bölgelerinde dahi büyük altyapı yatırımlarına ihtiyacı var ve savaşın tam yıkım yaşattığı bölgelerinin imarı uzun yıllar alacak. Bu inşa sürecine başlanması, Şara yönetiminin ekonomik istikrar ve hizmet sağlayabildiğini göstererek siyasi meşruiyetini artıracaktır. Türkiye'nin istediği gibi Suriye'nin bölünmeden bütün kalabilmesi için Şam'ın desteklenmesi önem taşıyor. Trump yönetiminin yapıcı tavrı hem yatırımları artırıp hem de İsrail ve SDG gibi istikrara ket vurabilecek aktörlerin kontrol edilmesi açısından önemli. Suriye'nin lideri Şara'nın son derece pragmatik ve realist bir aktör olduğunu göstermesi Washington'la ilişkilerini hızlıca güçlendirmesini sağladı. Trump'ın da buna pozitif karşılık vermesi, Suriye'nin yeniden inşasını hızlandırarak istikrara katkı sağlayabilir.
TÜRKİYE'NİN ROLÜ
Başkan Trump Eylül ayındaki Beyaz Saray ziyareti sırasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hem Suriye hem de bölge politikalarıyla ilgili iltifatlar yağdırırken Suriye'nin istikrarına en fazla katkıyı sağlayabilecek ülkenin Türkiye olduğunun farkında olduğunu göstermişti. Türkiye'nin Dışişleri Bakanı düzeyinde Şara'nın Beyaz Saray toplantılarına dahil olması da Trump yönetiminin NATO müttefiki Türkiye'nin hem Suriye'de hem de bölgede ana aktör olduğunu anladığını gösteriyor. Türkiye, Suriye'nin siyasi istikrarı ve yeniden imarı konularında vazgeçilmez rol oynayacak ülke ve Trump da bunun farkında. Şam yönetiminin SDG'nin entegrasyonu ve İsrail'le ilişkiler gibi konularda da Ankara'nın desteğine ihtiyacı var. Trump yönetimi Suriye'yle ikili ilişkileri güçlendirmeye açık olduğu sinyalini verirken bunun ancak Türkiye'nin de denklemde olmasıyla mümkün olacağı sinyalini veriyor.

2