Hamas ve İsrail'in Trump'ın barış planının ilk aşaması konusunda anlaşmaları iki yılını dolduran savaşın sona ermesi için yeni bir umut yarattı ancak kalıcı bir barışa giden yolun büyük zorluklarla dolu olduğu kesin. Taraflar şimdilik sadece rehine takası ve İsrail'in Gazze'nin bazı bölgelerinden çekilmesi konusunda anlaştılar. Daha önce iki defa ateşkes ilan edilmesine ve esir takası gerçekleşmesine rağmen İsrail çok geçmeden saldırılarına tekrar başlamıştı. Bu sefer aynı senaryonun yaşanmaması için Trump yönetiminin planın tam uygulanmasının takipçisi olması gerekiyor. İsrail'in Katar'a saldırısının yankıları, Türkiye'nin yoğun çabalarıyla Trump ve Arap ülkelerinin Birleşmiş Milletler'de gerçekleştirdiği Filistin toplantısı, Batılı devletlerin Filistin'i tanımaları, Sumud yardım filosunun uluslararası kamuoyunda yarattığı gündem ve Trump'ın Nobel barış ödülünü istemesi bu anlaşmanın zamanlaması konusunda etkili oldu. Netanyahu Trump'ın baskısını kullanarak kendi hükümetini ateşkese razı etmiş görünüyor ancak daha önce yaptığı gibi uluslararası baskının azalmasını fırsat bilerek çatışmaya tekrar dönmesi şaşırtıcı olmaz.
KATAR SALDIRISI SONRASI BÖLGE ÜLKELERİNİN BASKISIİsrail son iki senede Gazze'de soykırım uygularken bir yandan da Ortadoğu'da herhangi bir ülkeye saldırı gerçekleştirebileceğini bölgeye kabul ettirmeye çalıştı. Gazze savaşını Lübnan, Suriye, Yemen ve İran'a genişleten Netanyahu Katar'da Hamas'ı hedef alınca hem Amerika'nın bölgedeki en kritik müttefiklerinden birinin hem de Trump'ın tepkisini çekti. Türkiye'nin de birlikte hareket ettiği Arap ülkeleri, Washington'a yoğun bir baskı uygulayarak Gazze'deki savaşın artık sona ermesi konusunda çaba gösterdi. Türkiye'nin 7 Ekim saldırıları sonrasında Arap ve Müslüman ülkelerin birlikte hareket etmeleri yönündeki çabalarının bu ortaklığa katkıda bulunduğunu unutmamak gerekiyor. Trump'ın ABD'ye büyük yatırımlar yapmaları için ikna etmeye çalıştığı Körfez ülkelerinin tepkisinin de Beyaz Saray üzerinde etkili olduğu açık.
İsrail'in bir yandan Arap ülkeleriyle normalleşme arayışında olup bir yandan da bölgede tam bir askeri operasyon özgürlüğü sağlamaya çalışması bu ülkeleri bir araya getiren bir etki yarattı. Arap ülkelerine her istediğini Amerika'nın gücüyle kabul ettirebileceğini düşünen Netanyahu hükümeti, Katar'da Trump'ın özel temsilcisinin de katılacağı toplantılar öncesinde Hamas'ı hedef alarak Washington'ı iyice zor durumda bıraktı. Trump'ın saldırıdan memnun olmadığını söyleyerek rahatsızlığını ifade etmesi, Netanyahu'nun Fox News'a çıkıp kendisine iltifatlar yağdırarak gönlünü almaya çalışmasıyla sonuçlandı. Nobel Barış ödülünün açıklanması öncesinde Trump'ın bir değil dört Nobel alması gerektiğini söyleyen Netanyahu, Washington'ın sabrını taşırmaması gerektiğinin farkındaydı. Kendi aşırı sağcı kabinesini ancak Trump'ın baskısını kullanarak ateşkese ikna edebileceğini bildiği için barış planına kerhen de olsa evet dedi.
ŞEYTAN DETAYLARDA SAKLITrump'ın barış planının Türkiye ve Arap ülkeleri tarafından desteklenmesi Hamas'ın iknasında kritik rol oynadı. Müzakerelerde planın tamamıyla ilgili henüz detaylı bir anlaşma sağlanmadı ancak ateşkes aşamasına geçilmesi konusunda yoğun baskılar sonuç verdi. Mısır'da devam edecek görüşmelerde anlaşma şartlarının yerine getirilmesi sonrasındaki süreç ateşkesin kalıcı olup olmayacağını belirleyecek. İsrail'in Gazze'den çekilmeyi uzun bir sürece yaymak, Hamas'ın silahsızlanması konusunda talepkâr olmak ve Filistin Yönetimi'nin Gazze'yi yönetmesine izin vermemek isteyeceği açık. Trump'ın planında öngörülen maddelerin uygulanması Washington'ın önümüzdeki sürece ne kadar fazla enerji harcamak isteyeceğiyle orantılı olacaktır. Trump bölge ülkelerinin baskısının azaldığını hissettiği ve Nobel barış ödülünü de alamadığı bir bağlamda konuya ilgisini kaybedebilir bu da İsrail'i müzakere masasına oturmaya zorlayacak en önemli aktörün etkisinin azalması anlamına gelir.