'Büyük, Güzel Yasa' ve popülizmin farklı tezahürleri

VERGİ İNDİRİMLERİ VE SINIR DIŞI OPERASYONLARI

Trump'ın ilk döneminde Cumhuriyetçilerin geleneksel olarak savundukları vergi indirimlerini Kongre'den geçirmesi, Amerikan iş dünyasının işine yaramıştı. Birçok Amerikan şirketinin yurt dışındaki finansal varlıklarının önemli bir kısmını ABD içine getirmelerini teşvik eden vergi indirimleri, finans piyasalarını sevindirmişti. Covid-19 krizine varana kadar ekonomik göstergelerin son derece olumlu gitmesini sağlayan büyük vergi indirimleri, büyük şirketlerin ve yüksek gelirlilerin işine yaradığı için eleştirilmişti. Covid-19 krizinde de devletin görece cömert davranmasına yardımcı olan iyimser hava hem Trump hem de Biden dönemlerinde geçirilen ekonomik canlandırma paketlerinin yarattığı yüksek enflasyon yüzünden yerini tedirginliğe bırakmıştı. Ekonomik endişeleri Biden'a fatura etmeyi başaran Trump, seçmene ilk döneminde geçirdiği vergi indirimlerinin yarattığı iyimserliği hatırlatarak tekrar seçilmişti.

Bugünlerde ilk döneminde geçirdiği vergi indirimlerini devam ettirme sözünü yerine getirmeye yaklaşan Trump, bir yandan da Cumhuriyetçileri adeta ateşe atıyor. Vergi indirimi paketiyle yetinmeyip yeni bütçe artırımlarını da aynı yasa tasarısına dahil ettiren Trump, bu şekilde sınır dışı etme operasyonlarını yürüten Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza kurumunun yıllık 10 milyar dolarlık bütçesine önümüzdeki dört yılda 100 milyar dolar aktarmayı planlıyor. Vergi indirimleriyle ekonomiyi canlandırma sözü veren Cumhuriyetçiler, Trump'ın göçmenlik ve sınır güvenliği bütçe artırımına evet demek zorunda kalacak. Son altı aydır Amerikan siyasetinde büyük tartışmalar yaratan sınır dışı etme operasyonlarına büyük bir bütçe aktarımını başarmak isteyen Trump, birçok yeni harcamanın 10 yıl için 3,5 trilyon civarında ek borç getirmesi beklendiği için Cumhuriyet-çileri ikna etmekte zorlanıyor. Buna rağmen halen siyasi desteği güçlü olan Trump'ın bu yasayı geçirmesi bekleniyor.


SOSYAL GÜVENLİK KESİNTİLERİ

Amerikan devleti kendini bir sosyal güvenlik devleti olarak tanımlamadığı için sağlık ve eğitim devlet güvencesi altında değil. Buna rağmen ilk kez 1960'larda oluşturulan Medicaid ve Medicare yaşlı ve dar gelirli nüfusun sağlık sigortasını karşılayan ve son derece popüler sosyal güvenlik programları olarak öne çıkıyor. Bu programlar, Çocukların Sağlık Sigortası ve Obama zamanında geçirilen sağlık sigortası programlarıyla birlikte federal devlet bütçesinin 24'lük kısmına tekabül ediyor. Trump'ın vergi indirimleri ve yeni harcama kalemleri sonrasında bütçe açığı daha da fazla artacağı için sosyal güvenlik programlarından kesinti yapmak dışında pek bir alternatifi yok. Muhafazakâr Cumhuriyetçiler devletin sağlık ve eğitimden mümkün olduğunca elini çekmesi gerektiğine inanmalarına rağmen bir yandan da bu programların popüler olmasının sandıkta maliyet yaratacağının farkındalar.