Aşırı sağcı aktivist Charlie Kirk'ün suikasta kurban gitmesi, Amerikan siyasetindeki kutuplaşmanın geldiği seviyeyi bir kez daha gözler önüne serdi. Kirk ve onun gibi figürlerin muhafazakâr sağın kanaat önderliğine soyunmuş olmaları, siyasi doğruculukla mücadele adına keskin ve ayrıştırıcı bir dilin kullanılmasını normalleştirdi. Trumpçı popülizmin yükselişiyle paralel olarak merkeze yakın siyasi dili zayıflaşması, aşırı sağ ve aşırı sol retoriğin daha fazla taraftar bulmasına olanak tanıdı. Müesses nizama başkaldırı adına Amerikan liberalizmiyle özdeşleşen hemen her değeri hedefe koyan popülist muhafazakâr tepkisellik, sistemle hesaplaşmaya çalışırken ülkenin sinir uçlarıyla oynamaktan imtina edemiyor. Trump'ın ikinci kez iktidara gelmesiyle haklı çıktıklarını düşünerek daha da cesaretlenen sağcı popülizm, Kirk gibi isimlerin ırkçı, nativist ve ayırımcı söylemlerinin geniş kitleler nezdinde kabul görmesine kapıyı sonuna kadar açtı. Amerikan siyasetinde giderek derinleşen ayrışma ve kutuplaşmanın artık şiddet ürettiğini gösteren Kirk suikastını önümüzdeki dönemde siyasi şiddet olaylarının artacağının habercisi olarak okumak mümkün.
ZANLININ PROFİLİ
Kirk'ü öldürmekle itham edilen 22 yaşındaki zanlı Tyler Robinson'ın profili, aşırı siyaset retoriğinin 'sıradan' görünen vatandaşları dahi radikalleştirebileceğini gösterdi. Muhafazakâr beyaz bir ailenin akademik olarak başarılı sayılabilecek bir çocuğu olan Robinson'ın eşcinsel ilişki yaşadığı ve cinsiyet değiştirme sürecinde olan oda arkadaşı dolayısıyla Kirk'ün LGBT karşıtı söylemi dolayısıyla suikast eylemine kalkışmış olabileceği tahminleri öne çıkıyor. Bu tür siyasi şiddet eylemlerinin hemen akabinde zanlı esmer tenli, göçmen veya Ortadoğulu ise basın terörist damgasını vurmakta son derece hızlı davranırken bu sefer zanlının beyaz muhafazakâr bir aile mensubu olması 'akıl ve ruh sağlığı' problemleri argümanlarının öne çıkmasını sağladı.
Ulusal ana akım medya ve birçok siyasetçi bu tür şiddet olayları olduğunda meselenin akıl sağlığı boyutunu vurgulayarak silahların sınırlandırılması gibi tartışmaların revaç bulmasına engel olmayı tercih eder. Bu sefer de ateşli silahlar tartışmasından ziyade akıl ve ruh sağlığı problemleri, internette radikalleşme ve hatta video oyunlarının şiddete yol açması gibi tartışmaların öne çıkması siyasi şiddetin temel sebeplerinin tartışılmak istenmediğine işaret ediyor. Vatandaşların demokratik siyasetten umudu keserek silahla bir şeyleri değiştirebileceğine inanmaya başlaması, siyaset kurumunun total başarısızlığı olarak kodlanması gerekirken her iki tarafın da birbirini suçlaması sahici bir tartışmaya niyet olmadığını gösteriyor.
SİYASİ KUTUPLAŞMANIN DİNAMİKLERİ
Yükselen siyasal şiddet olaylarına toplumsal bir tavır geliştirmeyi zorlaştıran kutuplaşma ikliminde, olayın derinlemesine analizi yapılmıyor. Bir yanda suikastı hak ettiğini ima ederek Kirk'ün keskin söylemlerini içeren eski videolarını paylaşanlar, diğer yanda Trump'tan 'kapı kapı gezerek ülkeyi temizlemek' için izin isteyenler olayın kontrolden çıkmaya başladığı hissini uyandırıyor. Kirk'ün söylemlerinde suikastın gerekçesini arayanların bir kısmı, İsrail'e karşı son zamanlarda artan eleştirel yaklaşımının bu olayın arkasında olabileceğini söyleyerek Amerika'nın İsrail'e desteğinden duydukları rahatsızlığı gündeme getiriyorlar. Trump dahil birçok Cumhuriyetçi siyasetçi de şiddetin bütün sorumluluğunu Demokratlarla özdeşleştirdikleri radikal sola yıkmaya çalışıyor. Ülkenin geldiği noktayla ilgili samimi bir hesaplaşmaya niyeti olmadığını gösteren bu tablo, siyasal uzlaşma ve birliktelik kültürünün iyice yıprandığını ve hatta çöktüğünü gösteriyor.